Kaşar peynirli fırında kıymalı pırasa (biraz gülmek için mutlaka okuyun derim)

Herkese iyi akşamlar.Sizde evinizde, ev ahalinin sevmediği yemek olupta, o yemeğin sevilmesi için onu başka başka rollerle sahneye çıkardığınız oluyor mu? Efendim bizde oluyor. Mesela adı "pırasa" olan bu sebzeyi normal haliyle bir türlü sevemeyen, bu yüzden yemeyen, yeseler de zoraki yiyen, kaşığını yemekten fazla ekmekle kaktıran, önden çorbayı fazlaca hüpleten, zavallı pırasaya eşlik eden salataya hücum eden aile bireyleri mevcutsa o evde işte böyle müthiş gurmelikler ortaya çıkar.

Efenim kıssadan hisse şudur ki," bugün ne pişirsem" sendromuyla evde dolaşırken, bir yandan bana bakan pırasaların "hadi artık pişir beni" diyen seslenişiyle anında kesinleşen menü için kafamda soru işaretleri başladı bile. Pırasa yemeği, tarhana çorbası, havuç salatası fena değildi, değli de, menünün baş rol oyuncusunu, ev ahalisine nasıl sevdiricez ve nasıl yediricez? işte mesele burada. Nedir assolistimizin repertuarı, ya zeytinağlısı ya kıymalısı ya böreğin içinde garnitürü oluyor. Dedim ki, "bak Afet bir şeyler bulmaslısın bir şeyler yapmalısın, pırasayı öyle bir allayıp pullamalısın ki, gördüklerinde "vuavvvvv" desinler ve yesinler.

Hafızamda ki tüm tarifleri film  şeridi gibi, ikindinin son saatlerinde gözümde canlandırırken, bir yandan da yaratıcılığım hareketlenmeye başladı. Dedim ki ben bu pırasaları kıymalı yapsam ama oturtma babından yapıp, üzerini kaşarla süsleyip fırına versem nasıl olur?  olur mu olur...Hemen başladım hazırlığa, ama dedim madem yemeğin aslını değiştiridim o zaman tam değiştireyim, ve pırasaları da, patlıcan musakka yada patates oturtmada ki önceden hafif bir kızartsam (gerçi benim baya bi kızardı) nasıl olur dedim ve iç sesim bana gayet güzel olur dedi. Deneyenin bi yüzü, denemeyenin iki yüzü kara:)

Evet arkadaşlar pırasayı böyle mizahi yönden, hoşgörünüze sığınarak hicv ettikten sonra tarife geçmenn zamanı geldi.

OYUNCULAR (malzemeler):

1- Esas oğlan (1 kg. Pırasa)
2- Esas kız (300 gr. kıyma)
3- Emektar oyuncu (soğan)
4- Konuk oyuncu (rende kaşar peyniri)
5- Figüranlar ( sıvı yağ, salça, baharatlar ve tuz)
6- Set ekipmanları (borcam, kızartma tenceresi veya fritöz, muhtelif ebatlarda çatal, kevgir vs)
7- Sahne (davul fırınım)
8- Seyirciler ( evin babası, evin oğlu, evin kızı)

ESER (hazırlanışı):

Efenim, pırasalar, yıkanır ve jülyen tarzında verev olacak şekilde doğranır(1) Kağıt havlu ile nemi alındıktan sonra, sıvı yağda kızartılır ve yine kağıt havlu üzerinde bekletilip fazla yağı alınır(2) Bu arada küçük bir soğan az yağda pempeleşinceye kadar kavrulur (şimdiye kadar da hiç pembe olduğunu görmedim) Aslında pırasa pişirenler soğan koymuyorlar genelde ama, ben ilave ediyorum, onun verdiği lezzet başka. Daha sonra kıyma soğanla birlikte kavrulur. Ben et veya kıymaya bir kaç damla sirke ilave ediyorum, ağır kokusunu alıyor, buda işin püf noktası. Kavrulan kıymaya arzuya göre istenilen baharatlar, pul biber ve tuz atılır, bir yemek kaşığı salça ile iyice özleşen kıymalı harcımıza az miktarda sıcak su ilave edilip bir taşım kaynatılır. Salçanın eriyip yemekte homojen olarak dağılması için(3) Ocağın altını kapadıktan sonra, bir kenarda yağları süzülen pırasalar borcama yerleştirilir(4) üzerine hazırlanan kıymalı harç dökülür, yeterli miktarda göz kararıyla sıcak su ilave edilerek, üzerine rendelenmiş kaşar peyniri konur(5) Önceden ısıtılmış fırında 180-200 derecede yaklaşık 20 dak kadar pişirilir (6) 

İşte hepsi bu arkadaşlar. Günün yemek seansı böyle başladı ve bitti. Hakikaten doğaçlama olan bu tarifi yaparken önce tereddüt ettim ama sonra iyi ki yapmışım dedim. Bu şekilde yapan yada gören varsa da inanın tesadüftür. Ev ahalisinin tepkilerini merak ediyorsanız şu şekilde dir;

Yemek yenmeden önce görüntüye bakılarak yapılan konuşmalar:

 Evin babası: "bu ne? pırasa mı? hımmmm, koy bakalım"
 Evin oğlu :   "halk dilinde pırasa olarak bilinen yemeğiin evrim geçirmiş hali"
 Evin kızı:     "bana kaşarlı kısmından koyarmısın  anne lütfen"

Yemek yendikten sonra ki tepkiler:

Evin babası: "hayatımda ilk defa pırasayı böyle lezzetli yedim"
Evin oğlu:    "anne bi tabak daha lütfen"
Evin kızı:     "pırasa benim için aynı pırasa, şekil değiştirse de"

Şekilde görüldüğü üzere dört kişilik hanenin üçünün iş tamamdır, geriye bir kişi kalıyor, ama yılmak yok, yola devam, belki bir sonrası "pırasalı yahni" olur (bu şu anda aklıma geldi, kızım soğan yahnisine bayılır da)

Efendim bir yemek serüveninin daha sonuna geldik, sürç-ü lisan ettiysek affola, hoş vakit geçirebildiysek ne mutlu bana:)

Sahne amiri ve genel yönetmen: Afet Ergü Şaşmaz:)

PIRASANIN FAYDALARI:

Vücuda kuvvet verir. Kan yapar ve kansızlığa iyi gelir. Sindirim sistemi için çok yararlıdır. Sindirimi kolaylaştırır. Sinirleri kuvvetlendirir. Böbrekleri, bağırsakları ve mideyi çalıştırır ve güçlendirir. Böbrek kumlarını ve taşlarını dökmeye yardımcı olur. Vücudu ve kanı temizler. Astım, romatizma, egzama ve damar sertliğine karşı faydalıdır. İdrar söktürücüdür. Bağırsakları yumuşatır ve Kabızlığı giderir. Basur şikâyetlerine karşı oldukça faydalıdır. Anne sütünü arttırır. Kansere karşı koruyucudur.(LİNK)