Kırmızı tutkunlarI için tema ve yeni açtığım blog

Merhaba güzeller, kısa bir aradan sonra tekrar buradayım. Bu aralar bu tema işi epeyce vaktimi alıyor. Bir arkadaşımıza tema hazırlığına başlamadan önce, bu elimdeki vitrinlik temayı bitirmek istedim. Vitrinlik dedim yani, hazırladığım bu temayı, tarzına konseptine zevkine uygun olan blog yazarlara görücüye çıkacaktır. Kırmızıya tutkun olanlar için düşündüm bu tarzı, elimdeki scrap resimleri bu şekilde dizayn ettim. Ama şunu söyleyim çok uğrştım ve çok özendim, tema hazırladığım arkadaşlar bilirler ne kadar titiz olduğumu, içime sininceye kadar, üşenmem uğraşır dururum. Bu biraz frapan bir tema oldu allı taşlı incili, buna uygun içeriği olan blog arkadaşların zevkine sunulmuştur. Daha sırada çok şirin ve cici tasarımlarım var, fırsat buldukça sizlere sunucam.

İki gündür yorum ve ziyaretlerle ilgilenemedim, bugün halletmem gereken işler var, o yüzden gelince hepsini telafi edicem. Bu yüzden şimdiden paylaşıma açtım, sizlerin sormak istedikleriniz olursa bana çekinmeden yazın, gerek yardım gerek temalar için. Bu çalışmaları daha sağlıklı yürütebilme adına tasarımlarımı deneyip uygulayacağım ve sunacağım bir blog daha açtım, " http://visualbydesignafet.blogspot.com/ " oradan da yazabilirsiniz, hatta tema ve teknik soruları doğrudan oraya yazabilirsiniz. Hazırladığım tasarımlar bir kaç gün bu deneme blogta vitrine çıkacaktır, daha sonra sahibine ulaşınca kaldırılacaktır, ben sadece nasıl göründüğüne dair bilgi olsun diye kendime göre başlık ve konular ekledim, isteyen ve beğenen blog sahibinin içeriğine göre değişiklikler eklemeler yapılacaktır.

Bu "kırmızı tutkusu" adını verdiğim tasarım da bir kaç gün oarada kalacaktır, bu arada resimler ve görsel sunumlar benim özgün çalışmamdır, lütfen kopyalanmaması ve yayınlanmaması rica olunur, en azından sahibini buluncaya kadar.

Bu arada bana daha önce yazıpta tema isteyen arkadaşlar var dı, atladıklarım olduysa kusurabkmayın lütfen, bu isteklerinizi yenilerseniz sevinirim, ayrıca bildiğim ne varsa paylaşmak adına sorularınıza da elimden geldiği kadar cevaplıyacağım.

Hepinize güzel bir gün diliyorum güzeller, sevgiyle sağlıcakla kalın...

Devamını Okuyun

Özsüt-oğlum-staj

Selam arkadaşlar, bugün dışarıda ki yoğunluğum yüzünden ancak gelebildim. Bugün oğlumun, önümüzdeki yıl öğrenim döneminde, staj yapacağı firma il görüşmemiz vardı. Çok şükür başvurumuzun sonucuna bugün ulaştık. Köklü ve kurumsal bir fabrikada "gıda teknisyeni" olarak staj yapacak. Özellikle İzmir'liler bilir, "ÖZSÜT" tatlı sektöründe markalaşmış adıyla bizlere damak tadında bir güven veriyor. İzmir de başlayan serüvenleri şu anda Türkiyenin dört bir yanına ulaşan  zincir şubeleriyle devam etmektedir.

Arada Kemalpaşa mevkiinden geçerken Özsüt'ün fabrikasını görür "ne kadar güzel olmuş, ne kadar işi büyütmüşler" diye düşünürdüm. Bugün ise bu düşüncemde yanılmadığımı gördüm. Öyle temiz öyle ferah ve modern bir görüntüyle karşılaştık ki, oğlumun içeriye girer girmez yüzünde ki tebessümünü görünce ne kadar doğru bir tercih yaptığımızı anladım. Mis gibi pasta ve tatlılarla birlikte resmen "KALİTE" kokuyor du.

Güleryüz ve sempatiyle bizi karşılayan İnsan Kaynakları Ekip Müdürü, bize cevap vermek te gösterdiği ciddiyetini ve hassasiyetini bugün görüşmemiz sırasında bir kez daha yeniledi. Kendisine ve firma geneline  buradan çok teşekkür ediyorum.  

1938 Yılında Sefer Ustayla başlayan bu yolculuk günümüze kadar gelmiş. Osmanlı sarayında, saray adabı ve lezzetini bilen bir usta, Sefer Ustanın amcasının yanında işe başlamış. Böylece saraydan günümüze gelen,  geleneksel Türk tatlıların lezzetini ve sırrını mesleğe dönüştürebilen maharetiyle bugün kü ÖZSÜT ün temelleri atılmış. Daha fazlasını öğrenmek isterseniz sayfayı ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Son günlerde yaşanan karamsar ve bulutlu günlerden sonra, Ülkemiz de böyle girişmcilerin ve kurumların olması bize yarınlar için umut veriyor. Özellikle anne baba olarak, evlatlarımızın gelecek ve iş garantisinin olabileceğini bilmek ve oğlumun edindiği mesleğin her zaman geçerli olduğunu görmek, önümüzde ki yıllar adına bugün bizi sevindirdi.

Hakan'ın okuduğu mesleki bölüm "Gıda Teknolojis" alanı ise "Gıda Kontrol ve Analiz"

Cumhuriyet Nevvar Salih İşgören Meslek Lisesi inde bu bölüm uzun yıllardan sonra ilk kez kapıları bizim çocuklarımıza açıldı. Bu bölüm Bornova da bir okulda daha var, onların da bizimkilerle birlikte ilk mezunları olucak, yani önümüzde ki yıl,toplam  60 öğrenci Gıda Teknisyeni olarak diplomalarını alıcaklar. Oğlum okulunu ve yarına mesleği olacak bu bölümü seviyor. Severek okuyor, araştırıyor ve ilgileniyor. İnşallah hepimizin evlatları istedikleri mesleği edinirler ve ilerde kimseye muhtaç olmayacak , ayaklarının üzerinde duracak şekilde iş imkanı bulurlar. Önceleri lise arayışınday ken meslek lisesine pek sıcak bakmıyordum, ama gelişmeler ve gittikçe kötüye giden işsizlik sorunları, bizi buraya yöneltti, iyiki de yöneltmiş. Bugün Avrupada sadece meslek liselerinin olması gençlerin eğitimi için ne kadar doğru bir karar olduğunu gösteriyor. Her şeyde geriden giden bizler, umarım, çocuklarımızı daha fazla dershane ve öss kapılarında süründüğünü görmediğimiz günlere kavuşuruz.

İşte arkadaşlar, bugünümüzün büyük kısmı bu koşuştuırmaca da geçti, daha sonra kızımın işyeri ziyareti ve ufak defek alış veriş derken akşamı bulduk. Gelen yorumlara ve ziyaretlerinize teşekkür ediyorum. En kısa zamanda iadeyi ziyaret olucaktır.

Güzel bir hafta sonu diliyorum hepinize.

(oğluşumun resmine bakarken maşallah deyin bakimm:)

Devamını Okuyun

Dr. Mehmet Öz'ün Limon kabuğu mucizesi

Hepimiz limonun az çok faydalarını biliyoruz, C vitamini bakımından zenginliği artık dilimizde. Ben bu sefer limonun kabuğu ile ilgili bir kaç bilgi aktarmak istiyorum. Malum önümüz yaz, güneş yavaş yavaş bizi ısıtmaya başlayacak. Aslında yaz kış limonun devri geçmez. Şanı bu kadar süren bu nimetin faydaları da sezonluk değildir elbet. Ve belki de bilmediğimiz su yüzüne çıkmamış kimbilir ne hikmetleri vardır.

Şimdi size limon kabuğu ile ilgili makaleyi paylaşıcam, Dr. Mehmet Öz'ü bilmeyen yoktur sanırım, bir yerler de notunuz, bilgisi kulağınızda olsun istedim.

Prof. Dr. Öz; limon kabuğunun mucizevi faydaları...



Kavurucu yaz sıcaklarından ruhumuz da bedenimiz de nasibini alıyor. Tek derdimiz biraz serinlemek de olsa, cilt korumasına olabildiğince çok dikkat etmeliyiz. Cilt bakımı için ucuz ve kolay yol sunan Prof. Mehmet Öz, limon kabuğunun yabana atılmayacak faydalarını anlattı.

Tümör gelişimini engelliyor

Limonun tadı güzeldir, serinletici etkisi vardır, C vitamini deposudur. Salatanıza katabilir, limonata içebilir veya yiyebilirsiniz. Kabuklarını kullanmak ise size bambaşka faydalar sağlayabilir. Yapılan bir araştırma ile limon kabuklarında bulunan dlimonene aadlı maddenin çok güçlü bir cilt dostu olduğu belirlendi. D-limonene, narenciye yağında bulunan ve tümör gelişimini engelleyerek cilt kanseri riskini önemli ölçüde düşüren bir bileşkendir.

D-Limonene etkisi

11.00-16.00 saatleri arasında güneş ışınlarından kaçınmanız gerektiğini zaten biliyorsunuz. Limon ve diğer turunçgillerden maksimum faydayı sağlamak için basit bir yöntem var: Ya gölgede tüketmeye çalışın ya da yerken hızlı davranın. Güneş ışınları etkisiyle elinizde tuttuğunuz parça limonun içindeki C vitamini 30 saniye gibi kısa bir sürede okside olur.

Riski düşürebilirsiniz

Sadece Amerika’da yılda 200.000 den fazla insan cilt kanserine yakalanıyor. Bu sorun son yıllarda ülkemizde de çok artış göstermeye başladı. Cilt kanseri güneşin parladığı her yerde kendini gösterebilir. Yüzünüzde, kulaklarınızda, ellerinizde ve dudaklarınızda oluşabilir. D-Limonene sayesinde bu riski çok düşürmek elinizde.

Yemeklere katın

Limon kabuklarına geri dönüyoruz. Kabukları çayınıza katarak hem lezzet hem de güçlü bir cilt bakımına kavuşabilirsiniz. Makarna sosuna limon kabuğu rendesi eklemek iyi bir alternatif. Rendelediğiniz kabukları salatanıza, yaptığınız keklere ve kurabiyelere de katabilirsiniz.

Kalbi rahatlatıyor

Limon kabuğu aynı zamanda sinir sisteminize olumlu etki yapar, bakterileri öldürür ve kalbi rahatlatır. Yapılan bir çalışmada, kadınların yumurtalık kanseri riskini de düşürdüğü ortaya konan limon kabuklarının bu özelliği de içeriğinde bulunan polifenollerden kaynaklanmaktadır.

Karaciğere yararlı

Son olarak cildimize yaptığı maksimum faydaları dışında limon kabukları, özellikle alkol alanlar için olmazsa olmazlardandır. Karaciğer ve safra kesesine yararlıdır, mide asiditesini giderir ve balgam söktürücü etkisi vardır. Yenilebilir cilt bakımına limon kabukları ile başlayın!

Kaynak: http://www.buyukgazete.com/haberdetay.asp?ID=1737

Devamını Okuyun

Kumaş yoyolar dan eteklere aksesuar

Artık kumaşlarla ilgili bir çok paylaşımım oldu daha önce ama genelde hepsi ev aksesuarı üzerineydi. Bu değişik ve hoş geldi gözüme. Doğrudan böyle bir modeli dikebilirisiniz yada düz sade eteklerinize böyle bir şıklık yapabilirisiniz. Hem etek hem kumaşlar değerlenicektir.Hatta pantolon, şort vs gibi sportif uygun kıyafetler de bile uygulanabilir.Yoyoların kullanılmadığı yer yok gibi.
 Yapımı hem basit hem zaman almayan bir uğraşı. Yapanın düşünenin ellerine sağlık diyelim her zaman ki gibi. Bulduğum sayfada ayrıca çok değişik fikirler var.

Devamını Okuyun

Kadın bağından terlik yapımı

"Yuh artık yani" eminim başlığı okuyunca sizde benim gibi bu cümleyi sarfetmişsiniz dir. Bunu paylşayım mı diye epey bir tereddüt ettim ama, kendi kendime gülünce, sizinde aynı tepkiyi vereceğinizi düşündüm.Yani olmadık şeyler den olmadık şeyler yapılıyor anladık ta, bu kadarına pes yani.
Güzel mi, değişik mi, şaşırtıcı mı, giyilir mi giyilmez mi, bilemiycem ama, "kullan at" tarzı diye düşünülebilir, hastahane veya otel vs gibi geçici mekanlar da olabilir diye düşünyorum. E yani bu akıllar ne cinliklere çalışıyor pes diyorum ben. Kadın bağının ayağa düşeceğini tahmin etmezdim :) Yapılışı adım adım burada. Haydi bakalım ayaklarınız şenlensin biraz.

Devamını Okuyun

İzmir'liler hem buluşuyor hem "sevindiriyoruz"

İzmir'li blogcular Hobicell ve mandalinçıkmazı diyor ki ......

Bildiğimiz gibi uzun bir süredir Mutlu Olalım derneğinin katkılarıyla başlatılan "kibrit kutusu" etkinliği devam etmektedir, İzmirli blog yazarları olarak, çok istediğimiz bu tanışma gününe aynı zamanda böyle yararlı bir etkinliğe kahve tadıyla imzamızı atmak istiyoruz. Bu sohbet ve kaynaşmanın bizlere, sözlerden ve anlık heyecanlardan çok daha fazlasını vereceğinden eminiz. Etkinliğin gerçekleştirileceği gün olan
 23 Nisan da dernek başkanı Sn. Özlem hanımla birlikte, katılımcı ve bu işe gönül veren siz dostlarımızla birlikte hem çocuklarımızı hediyelerimizle sevindirip, sonrasın da kahve molası vererek güzel bir buluşma düşünüyoruz.

Yani kıssadan hisse;

Hasta çocuklarımızı sevindirmenin hazzıyla birlik te,

İzmir'in güzel bir mekanında kahvelerimizi yudumlayıp

dostluklarımızı sanaldan gerçeğe taşıyalım ....

Tanışalım kaynaşalım sinerji yaratalım o günün anısına resimler çekelim ...

Kahvenin tadı muhabbetimize, muhabbetimiz kahve kokularına karışsın....

Bahar güneşi bizleri ısıtsın gülüşlerimiz bulutların üzerine yükselsin ben de isterim deyip bize katılmak isteyen yorum bıraksın...

(gelen talepler üzerine daha sonra ,  gideceğimiz yer ve zaman konusunda tekrar duyurumuz olacaktır. Tekrar belirtiyorum, sabahtan çocukları sevindirip öğleden sonra sabahtan gelemeyen blog yazarlarımızla buluşucaz, burada amaç mutlu olalım derneğinin etkinliğini güzel bir şekilde sonuçlandırıp, devamında blog yazarlarıyla buluşup tanışmaktır. Daha sonra ilerleyen zamanlar da , bu tanışmanın devamı niteliğinde bir çok aktif faailyetler de bir araya gelicez. Çocuklar için hazırlanacak "kibrit kutusu etkinliği" için hazırlıklarınızı böylece hem elden ulaştırıp bire bir bu sevince ortak olmak hem de sanaldan gerçeğe dostluklar için güzel bir adım atmış olucaz. Gönlü zengin İzmir liler olarak bu davete icabet edeceğinizi umuyorum. Zamansızlığınız dan veya yoğunluğunuz dan dolayı sadece blog buluşmasına da katılabilirsiniz. Bu bilgileri içeren yorumlarınızı bekliyoruz.)

Sevgiler....

Afet ve Yıldız

Devamını Okuyun

Maden suyunun faydaları ve netten zayıflama

Dr, Gürkan Kubilay'ın sitesini zaman zaman ziyaret ederim, ancak bazı içeriklere üye olmadığım için ulaşamıyordum, bir sürü soru cevaplamak form doldurmak angarya geliyor diye vazgeçiyordum, ama bugün nihayet üye oldum ve konulara göz atmaya başladım. Hemen dikkatimi çeken "doğru bildiğimiz yanlışlar" dosyasıydı.
Bu başlığın altında  "maden sodasıyla, içme sodası aynı mı"  konusu okudum. Bununla ilgili çok güzel bilgiler var ancak kişiye ve emeğe saygı anlamında o konu içinden sizlere kısa bir pasaj aktarıyorum, daha detaylı bilgiler için üye olup okumnaızı tavsiye ederim. Paylaşıma açık bir konu olsaydı (facebook, twitter da paylaş gibi) hepsini alıcaktım ama üyelik gerektiren ve kilitli olan dosyayı hepsini yayınlamak haksızlık olur diye düşündüm.

Ayrıca, sitede "internetten zayıflama" bölümü var, sanırım gerekli bilgilerden sonra sizin metabolizmanıza uygun diyet veriliyor, bir çok tahlil ve tıbbi bilgiler sorulmuş, ben o tahlileri yaptırdıktan sonra kayıt olucam. Bunuda bilmenizi istedim.

Şimdilik maden sodasının faydalarını paylaşıyorum ama şunu söyleyim asla maden sodasıyla bakkaldan aldığımız içme sodası aynı değil.

Maden suyunun faydaları nelerdir ?


- Her yaştaki bireylerin günlük kalsiyum gereksinimlerinin karşılanmasında takviye olarak düşünülebilir. Böylece güçlü kemik yapısının oluşması ve korunmasını sağlar.

- Büyüme çağında, hamilelikte ve yaşlılıkta artan mineral ihtiyacının (magnezyum, kalsiyum, flor ve sodyum gibi) karşılanmasında gerektiği kadar kullanılarak sağlanabilir.

- Sağlıklı bireylerde içerdiği sülfat, bikarbonat iyonları sayesinde sindirim sistemi (mide ve bağırsaklar) ve boşaltım sistemi (böbrekler ve idrar yolları) fonksiyonlarını destekler(maden suyunun önerilen miktardan fazla tüketilmemesi şartıyla geçerlidir).

- Cildin gerekli olan su ve mineral ihtiyacını da karşılayarak cilde gergin, pürüzsüz ve canlı bir görünüm sağlanmasında yardımcıdır.

- Solunum, idrar, her türlü spor aktivitesinde ve özellikle yaz aylarında terleme ile oluşan su ve mineral kaybının karşılanmasında ölçüsü kadar kullanılabilir.

- Bikarbonat içeriğinin yüksek olması ise asit fazlalığı, yanma ve ekşime ile seyreden mide hastalıklarında mide asidi fazlalılığını baskılayıcıdır.

Hamilelikte maden suyu içilebilir mi

Hamilelik, yeterli ve dengeli beslenmenin çok daha önemli olduğu ve özellikle dikkat edilmesi gereken bir dönem. Annenin vücudu, bebeğin beslenebilmesi ve gelişiminin sağlanabilmesi için normalden daha fazla gıda, sıvı, mineraller ve vitaminlere ihtiyaç duyar. Mineral ihtiyacının bir kısmını tamamlayabilmek için, bu dönemde farklı bir sağlık problemi (hipertansiyon...vb) yaşanmıyorsa maden suyu tüketimi önerilebilir.

Dr. Gürkan Kubilay

(konuyla ilgili daha fazla bilgi için sayfasını ziyaret etmeniz gerekiyor.)

Devamını Okuyun

Kirpikleriniz dökülmesin

Geçenler de, Suna Dumankaya'nın bir tv programında kirpikle ilgili tavsiyelerini izlemiştim ama o an yazamadığım için aklımday dı hep, başka bir şey ararken bu formülü görünce hemen arşive atmak istedim. Sizi bilmem ama İki çocuğun hamilelik dönemlerinden sonra bana enkaz kalan zayıf ve dökülmüş kirpiklerimin buna çok ihtiyacı vardı.

FORMÜL:

10 gr. badem yağı, 5 gr. lanolin ve 5 gr. vazelini karıştırıp benmari usulü karıştırarak eritin. Küçük bir cam kavanoza koyup her gün düzenli olarak sürün. Ardından da papatya çayına pamuk batırıp göz çevrenizde bekletin…

Devamını Okuyun

Swarovski taşlı lensler

Lenslerin taşlısını görmemiştim duymamaıştım.  Gerçi ne kadar doğal ne kadar cezbedici duracaktır emin değilim ama bu işin meraklılarını oldukça cezbedicek tir. Aşağıda ki resime
ise bir çeşit smilasyon oyununa yama hazırlayan sitede rastladım, gerçekte swarovski taşlarla bu denli profosyonelce makyaj yapılabilir diyenlere model olmasını istedim. Ben önce bu güzelliğe hizmet eden çalışma  zannetmiştim ama sağolsun baria arkadaşımız, bu oyuna müptela olması nedeniyle bu işin aslını bana anlattı. Güzel olmanın binbir çeşidi yolu var sanırım ve kadın var oldukça bunlar tükenmeyecektir.

Devamını Okuyun

"Gel de bu şarkıdan sonra..."

Zerrin Özer & Salim Dündar - Ayrilik (2010) by Aluxton

Ne varsa eskilerde var, her daim sözümdür bu benim. Bugün kızımın izin günü olduğu içiazen nelren, analı kızlı karşlıklı keyfi bir kahvaltıdan sonra, şarkı eşliğinde işlere koyulalım dedik. Kızım tv açtı, kral tv açık bırakır gün içersinde, ben mutfaktayım ama birden bu ses bu tını bu ezgi be sözler beni odaya çekti mıknatıs gibi, arkamdan kızım geldi, anne bu şarkı ne, kimdir nedir aç sesini diye.

Evde kimse olmayınca pek tv açmam ben, iş güç koşuşturmaca derken bazen gündemi bu anlamda fazla takip edemiyorum. Belkide siyasi ve güncel konulara ağırlık verdiğim için, bazen ruhumu dinlendirenleri es geçiyorum.

Her Devrin Devleri adlı yeni bir albüm çıkmış. Prodüktörlüğünü Zerrin Özer üstlenmiş, albümün tüm söz ve besteleri Selahattin Erhan'a ait. Bir devrin hakikaten devleri diyebileceğimiz sesleriyle, şimdi ki nesilden seslerin buluştuğu, yep yeni şarkılarla, belki yıllar sonrasına yeni bir nostalji olabilecek eserleri dillendirmişler.

Çok güzel çok naif bir albüm olduğu belli, ilk fırsatta müzik arşivimde ki yerini alıcak. Uzun zamandan beri dinlediğim en güzel şarkı. Dinleyince insanın tüylerini ürperten, düşündürten, hislendiren sözler ve ezgiler. O yüzden başlıkta dediğim gibi "gel de bu şarkıdan sonra....." diye yazdım ve o boşluğa eminim herkesin ruh haline göre yazacak kelimeleri vardır. Kimimiz "gelde bu şarkıdan sonra içme" yada "gel de ağlama" veya benim gibi "gel de şiir yazma " diyebilir. Şu ana kadar kaçıncı kez dinlediğimi bilmiyorum, video mükemmel olmuş, kompozisyon ve reji harika, sesler deseniz muhteşem. Salim Dündar' ın "aynalar" dan sonra söylediği en içten şarkı, Zerrin özer'e zaten lafımız yok. Ne diyelim, hepsinin yüreğine emeğine sağlık. İyi ki varsımnız....

Videoda yada benşm sayfamda sorun çıkarsa bu linki tıklayın

http://www.dailymotion.com/video/xcm7hq_zerrin-ozer-salim-dundar-ayrilik-20_music


 

Devamını Okuyun

Çok amaçlı peçete katlama yöntemi

Her zaman derim ya, sadelikten yanayım dır diye, öyle cicişli bicişleri çok sevemiyorum. Belki daha şık daha zengin duruyorlar ama böyle sade ve zarif objeler bana daha cazip geliyor. Hem masa peçetelğinin yanı sıra çatal ve kaşıklarınıza bir kılıf olacak şekilde çok amaçlı düşünülmüş bu katlama yöntemi.

Nasıl yapıldığı adım adım anlatılmış resimlerle, ama sayfanın el altında onu belirteyim size. Sofralarına değişiklik arayanlar için alternatif  bir fikir bence.

Devamını Okuyun

Bu çocukları seyrettiniz mi?

Bu çocuklara bayıldım ben, hani analar neler doğuruyor dedirten cinsteler. Zamane gençliğin atlayan zıplayan meşe gibi yerlerde yuvarlanan danslarını bir türlü sevemedim ama bunlar başka bir şey. Misafirlikten gelince kanalları gezerken Acun'un programında kaldım. Milletçe hayatımız yarışma oldu ama bunu formatı sevdim. Daha önce ki yapımını bir türlü sevememiştim, sevmediğim gibi sinir oluyordum. adını da unuttum şimdi, hani şu kutuları açtırınca kızılca kıyamet kopan, bağrış çığrış hoplayan zıplayan yarışmacılar vardı. Neyini seviyorlardı bilmiyorum, müptelası tutkunu olanları gördükçe bana öyle anlamsız geliyordu ki. Neyse bu öyle değil, bir uğraş var, emek zahmet var, kaybedeni kazananı belirleyecek kıstaslar var. Sözün kısası hakikaten yetenekler var.

Bu çocuklar ilk elemede, oğluma dedimki bunklar bu yarışmayı alır diye, ve aldılar da. Bu konularda hislerime güvenirim. Çok başarılı ve değişik buldum bu gençleri, hayat var umut var....bunları gördükçe karamsarlıktan ve karabasan gibi üzerimize çöken siyaset ve zihinlerden kurtuluyorum biraz. Allah yollarını açık etsin.

Devamını Okuyun

Hediye etkinliği için hazırladığım tema

Geçtiğimiz günlerde sonuçlanan pembedüşbahçesi'nin organize ettiği hediye etkinliğine katılmıştım. Eşleşme sonucunda bana "zeyneple" adlı arkadaşımız çıkmıştı. Hediye konusunda nasıl bir şey seçmeleyim ne almalıyım diye tespitlerimi yapmak için sayfasına giderek kendisi hakkında bilgi edinmeye çalıştım. Bu arada şablonun çok sade, klasik ve eksikleri olan şablonunu görünce, kendisine birebir hediyemi yoksa tarzına ve zevkine uygun bir temamı istediğini sordum...

Çünkü ha para harcamışım ha emek, benim için bir şey fark etmiyordu, Hatta birebir hediye almak daha bile cazip olabilirdi ama, dediğim gibi hediye el emeği olunca daha anlamlı olucaktır düşüncesiyle bu teklifi kendisine götürdüm. Blog sahibi arkadaşımız yani sevgili Zeynep, buna çok sevineceğini çok mutlu olacaığını söyleyince hemen kolları sıvadım. Malum benim yaşadığım aksaklıklar sonucu temayı yani hediyemin teslim süremde biraz rötar oldu. Sağolsun kendisi bunu gayet olgunluk ve anlayışla karşıladı ve tabi sabırla da bekledi.

Sevgili Zeyneb'in fikrini ve zevkini öğrendikten geri kalan herşeyi bana bıraktı. Soft ferah ve pastel tonlardan hoşlandığını söyleyince, hazır bahar moduna da girmişken, ona böyle bahar dalları gibi çiçekli yeşili bir tema hazırladım. Çok beğendiğini tam istediği gibi olduğunu söyledi, benim için de önemli olan zaten bu. Tema hazırladığım arkadaşlar bilirler, kesinlikle onların içine sinmeyen bir şeyi yapmıyorum, yada onların zevk ve taleplerine göre kendime bu konuda güvenerek elimden geldiği kadar bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Zeynep' te sağolsun bana bu konuda tamamen güvendi. Bende bu güveni için kendisine teşekkür ediyorum.

İnşallah güzel günlerde ve nice dost paylaşımlarda temasını kullanır. Bugün İstanbul blogçuların toplantısı nedeniyle, paylaşımı önce ben yaptım.

Bu arada, benden tema isteyen, bana sorusu olan arkadaşlar bana tekrar yazabilirlerse sevinirim. Aradan geçen zamanda unutmuş yada atlamış olabilirim. Çünkü bu sürede bildiğiniz gibi yorumlarda problem yaşadım.

Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorum.

Devamını Okuyun

Biriken ödüllerim ve geciken teşekkürlerim

Bir kaç günden beri ilgilenemediğim ve cevap yazamadığım yorumlar arasında bana ödül yollayan dostlarımı ancak bir araya toparlayabildim. Sevgili, benhurum, mandalinçıkmazı, ece, lydgreenriver, bekdik ve gelibolu bana creativ blog ve dostluk ödüllerini layık görmüşler. Öncelikle bütün bu güzel ve anlamlı ödüller için başta yollayanlar olmak üzere herkese teşekkür ediyor, çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Ne mutlu bize ki böyle güzelliklei yaşıyor ve yaşatıyoruz. Bende bu ödülleri...

beni izleyen, tanıyan ve hatta yoldan geçip kapıdan bir merhaba diyen herkese yolluyorum. Bildiğiniz gibi daha önce böyle bir karar almıştım, gelen ödüllere sadece teşekkür ederek davete icabet edicem, yani ödül ve mim kuralları olarak, buradan isim belirlemenin  ismini yayınlamadığımız  arkadaşlarımıza haksızlık yapıldığını düşünerek doğru olmadığını düşünüyorum. Bu şahsi fikrim ve kararım. Asla bunlara karşı değilim, bilakis bu tarz eylemlerin sanal deyipte bazen birebir dostluklardan daha bile kalıcı ve anlamlı dostluklara dönüşmesine katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Sadece kişileri ayırıp belli konularda kıstasa tabi tutmak, ve somut görünenlerle tanımaya çalışmak bana abest geliyor. Bu düşüncelerimi hoşgörünüze ve anlayışınıza sığınarak belirtmek istedim ki bunda aslolan da zaten, sizleri kırmamak ve üzmemektir. Açılıp saçılıp bölük pörçük olduğumuz bir dönemden geçerken, hiç olmazsa burda kutuplaşmayıp ayrışmadan bölünmeden bu güzellikleri yaşayalım diyorum.

Kıssadan hisse; bu site dostları ayırmaya kapalı ancak dostane paylışmlara açıktır...

Devamını Okuyun

Tam baharlık bolero örneği

Kendi güzel, rengi güzel, örneği güzel, tek kelimeyle mükemmel bir bolero örneği. Tam baharlık yazlık model, serin akşalmarın kurtarıcısı olabilecek güzellikte. Bu örneğe Etsy' de rastladım ama biraz kurcalayarak bu hatun kişinin blogunu buldum. Daha çok hünerleri modelleri var. Şişle örülen bu diktörtgen şeklinde ki boleroyu, kenar örgüsü daha bir zenginleştirmiş. Yapanın ve yapacak olaların emeğine sağlık diyelim. Resimlerin büyük hali, örmek isteyenlerin işini kolaylaştırabilir. Tıklamanız yeterli.

Devamını Okuyun

"Mutlu Olalım" ile çocukları sevindirelim

Ne zamandır bu konuyu paylaşmak istiyordum ancak bu web açılımı benim biraz zaman kaybetmeme neden oldu. Sevgili benhurum un paylaşımında okuduğum bu yararlı etkinliği duyurmak ve karınca kararınca katkıda bulunmak için geç te olsa yazmak istedim. Başka arkadaşların da katılımlarını gördüğüm bu etkinliğin mimarları, mutlu olalım derneği ile yetenek.sizin adlı blog arkadaşımız.

Bu derneğin amacı, İzmir'de ve yurt genelinde hastahane de tedavi gören çocukların fiziki tedeavileri yapılırken, bozulan rusal durumları ve morallerini düzeltmek, onlara destek olmak adına çeşitli etkinliker düzenleyip bu gerekli ve yararlı misyonu yerine getirmek. Şu anda yürütülen kampanya ise "kibrit kutusu etkinliği" . Kibrit kutuları çeşitli animasyonlarla görselleştirilip, içine minik hediyeler, oyuncaklar objeler konulup, bu minik yavrularımıza 23 Nisan'da ulaştırmak. Daha detaylı ayrıntılar dernek sitesinde ve yetenek.sizin arkadaşımızın sayfasında mevcut. Nasıl ne zaman gönderileceği yada daha başka ihtiyaç listeleri anlatılıyor, benim böyle bir becerim yok diyorsanız, ihtiyaç listesinden bütçenize uygun olanı seçip yollayabilirisiniz. Maddi yonden fazla zorlanmayacak eksiklerin olması, umarım yardımları çoğaltır ve gönülleri zenginleştirir. Her çocuğun ilgiye sevgiye ihtiyacı vardır ama hasta olanların biraz daha fazla sanırım. Böylesine yararlı etkinlikler için düşünen, katılan ve yardımda bulunan herkese sevgi ve selam olsun.

Devamını Okuyun

Şimdi hangi çiçeğin zamanı?

(Resme tıklayın, sonra bir daha tıklayın ve bu şahane tabloyu arkaplan yapın)

Şimdi dağda çayırda olsaydık "bahar gelir hoş gelir" türküsünü çığırtırken, börtü böcek peşinde koşarken, "ömür" dedğimiz zatı muhterem eminim, şehrin tozu toprağına inat kendini bize biraz daha adardı. Lakin yeşile maviye bu kadar hasretlik çekiyoruz diye kendimizi bahar çiekleriyle teselli etmenin kimseye zararı yoktur. Cumbalı odalarımzla, ahşap balkonlarımız kalmsa da, pimapen kaplı pencerelere, pvc döşeli çıkma balkonları hiç olmazsa böyle süsleyebilriz.Mis kokulu tabiat ananın yavrularına bakmanın tam zamanı yani. Ancak, pek narin pek sevilesi olan bu salon ve saksı çiçeklerinin bakımını ekimini bilmek lazım. Bu yazıyı okuyunca bildiklerimi, unutmuş olduğumu farkettim. Herkes az çok eli avcu toprağa değimiştir ama yinede usuluyle yapmak daha başka. Benim çok işime yarayacak. Belki sizede yarar. Devamında çiçekler sizi bekliyor...

AÇELYA: Salonların baş köşesini işgal eden, kış boyunca uyuyan bitkiler için tazelenme ve çiçeklenme zamanı ilkbahar. Mesela açelya, güneşi pek sevmez ama salonlarda pencere kenarlarında olmayı sever. Akşamları yapraklarına su serpilmesini ister. Küçük orman gülü olarak bilinen açelyanın bol ve değişik renklerde çiçeği vardır.

KÜPE ÇİÇEĞİ: Küpe çiçeği, eskiden neredeyse her evde vardı. Bahar ayları bu çiçeği hatırlamak için iyi bir fırsat. Çok güzel çiçeklere sahip küpe çiçeği gölgeyi ve suyu sever. Kuytuya konulabilir. Askılı saksılara ekilmesi iyi olur. Görüntüsü güzeldir. Şu dönemlerde küpe çiçeğinin saksısı değiştirilmelidir. Güneşten uzak tutun ve yaz aylarında yapraklarına ara sıra su püskürtün.

ÇUHA ÇİÇEĞİ: Çok güzel bir ilk bahar çiçeğidir. Bahçede de, saksıda da yetiştirilebilir. Soğuğa dayanıklıdır ve nemi sever. Baharda çok güzel çiçek açar. Yerini severse ürer.

GLOKSİNYA: Afrika menekşesinin akrabası olan bu bitkinin de çok güzel çiçekleri vardır. Çiçekçiler, satın alırken çok sayıda goncası olmasına dikkat etmenizi öneriyor. Direkt güneşe koymayın ve toprağını daima nemli tutun. İlkbaharda saksısını değiştirip taze humuslu toprağa ekin.

CAM GÜZELİ: Bu bitkide eskiden neredeyse her evde olurdu. Çok güzel çiçekleri vardır. Nazlı bir çiçektir, bu sebeple yetiştirilmesi zordur. Soğuğa karşı hassastır. Aşırı su verilirse çürür, çiçek dikkatli sulanmalı. Cam güzeli, güneşi çok sever.

HERCAİ MENEKŞE: İlkbahar ve yaz çiçeği olan hercai menekşe de bir zamanlar her evde bulunan bir çiçektir. Kolay yetişir ve güneş sever. Hatırlamakta fayda var.

HÜSNÜ YUSUF: Güzel kokulu bir karanfildir. Vakti zamanında şair karanfili olarak nam salmış. Bahçe bitkisi olduğu gibi saksıda da yetişiyor. Güzel kokusu ve ebruli çiçekleriyle, popüler kesme çiçekler arasında yer alıyor. Evde yetiştirebilirsiniz.

PÜF NOKTALAR:

Çiçekleri sevin, ömürleri uzun olsun Saksısını değiştirmeye gerek olmayan bitkilerinizin yenilenmesi için üst kısmından 2-3 cm'lik toprağı köklerine zarar vermeden alın. Yerine gübreli yeni toprak serin ve sulayın. 2 haftada bir suda eriyen gübre ile sulamak, bitkinin besin ihtiyacını karşılar. Fakat mevsimlik çiçeklerde aşırı besin vermemek gerek. Tropik bitkiler için ve özellikle nemin az olduğu ortamlarda gerekli nemi sağlamak için çakıllı tepsi yöntemi kullanılabilir. Afrika menekşesi, dua çiçeği ve yaprak begonyası gibi çiçekler de bunlara dahil. Bunlar ve tropik bitkiler için geniş ve derin bir saksı tabağının dibine küçük çakıl taşları serilir. Saksı bunun üzerine yerleştirilir. Tabakta saksının dibine değmeyecek şekilde daima su bulundurulur. Su sürekli buharlaşarak gerekli nemli ortamı sağlar. Bitkinizin kökleri saksı dibinden çıkıyorsa veya toprak çabuk kuruyorsa saksısını büyütmek gerekiyor. Saksıyı değiştirmeden önce bitkiyi iyice sulayın. Yeni saksının dibine bir kat gübreli toprak koyun.

Burcu HİLAL

Zaman Gazetesi

Devamını Okuyun

"12 Mucize gıda"

Güzellerim, yavaş yavaş başlayım diyorum artık yazmaya paylaşmaya, çoook ara verdim çokkk..:(

Geçen gün, tv dinlerken "12 mucize gıda" diye haber duydum, dikkat edin yanlız "tv dinlerken" diyorum, çünkü haber saatinde malum sofra yemek koşuşturması olunca, ancak radyo gibi muamele ediyorum bizim tv'ye. Dinlemesine dinledim de onu da yarım yamalak. Kaç gündür aklımdaydı, haberlere çıktığına göre nette çoktan endam göstermiştir dedim ve bir tıkla buldum. Gerçi bildiğimiz duyduğumu gıdalar ama, ne kadar okursak,  faydaları o kadar lehimize işler diyorum. Hem bu haberi iyice öğrenmek hem de sizlele paylaşmak istedim.

MANTAR:

Meme kanserinden korur. Günde 10 gram mantar riski yüzde 64 azaltır.


KİVİ:
Felci önler. Günde 2 kivi, her gün bir aspirin almakla aynı etkiye sahiptir.


KIRMIZI BİBER:
Eklem ağrılarını dindirir. Capsaicni maddesi acıyı azaltır.


TAVUK:
Gözler güçlendirir. Haftada üç kez yemek gözlerde yaşlanma etkisini azaltır.


SOĞAN:
Kemikleri güçlü tutar. Kalsiyumun kemiklerde tutulmasını sağlar.


SOMON:
Depresyonla savaşır. Omega 3 yağları bu etkiyi sağlar.


BROKOLİ:
Prostat kanserinden korur. Haftada iki kez yemek riski azaltır.


SİYAH ÇİKOLATA:
Tansiyonu dengeler. Günde 25 gram kan dolaşımını düzenler.


CEVİZ:
Kalp hastalığından korur. Haftada 4 kez bir avuç tavsiye ediliyor.


BEYAZ ÇAY:
Kilo vermeye yardımcı olur. Yağın depolanmasını engeller ve yaktırır.


ŞARAP:
Uzun bir ömür vaat eder. Günde yarım kadeh kırmızı şarap yeterli.


SİYAH ÜZÜM:
Antioksidanları alzheimer ile savaşır.

 
İşte mucize gıdalar bunlarmış, hepsini anladım da bu şarap işini nasıl halledicez, ztaen işten yorgunluktan ayakta zor duruyoruz, bir de şarapla tamam arık:)

Devamını Okuyun

Yeni adres, yeni isimle ben geldim...

Herkese merhabalar. Bir kaç gündür yine aranızda yoktum. Öncelikle burayı ve hepinizi çok özlediğimi söylemek isterim.Bu ayrılığın sebebi sayfamla ilgili bazı değişiklikler. Düşündüklerim ve yapmak istediklerimin daha sağlıklı daha verimli olması açısından google amcanın blogsportundan, "özel etki alanı" na transfer oldum. Yani namı diğer "GELİNCİK" şimdi oldu "HOBİCELL'

İsim için bildiğiniz gibi, sizlerinde fikrine başvurarak bir çok alternatşf düşündüm ama ne yazık ki, istediğim ve düşündüğüm isimler google amcadan parsellenmiş olduğu için alamadım.

Gördüğünüz ve izlediğiniz gibi konsept olarak siz hanımlara, ve hanımların yapabileceği herşeye ve herkese hitap eden bloguma, bunların hepsini kapsayacak "HOBİCELL"  isimini uygun buldum. Aslında "HOBİSEL" olarak alıcaktım ama dediğim gibi istediğim hiç bir ismi alamadım, biraz ingilizce oldu ama, yabancılaşmaya bu kadar karşı birinin başına ancak bu gelebilridi. Yinede memnun ve içime sinerek başladım ve çıktım bu yola, inşallah hayırlısı ile güzel paylaşımlara ve dostluklara imzamızı atarız. Bu dönem içinde beni yanlız bırakmayan ve bana destek olan herkese çok teşekkür ediyorum.

Şimdilik "minima" klasik şablonunu biraz kendime göre değiştirerek kullanıcam. Daha ilerde biraz daha web görünümlü ama blog camiasından ve o göz alışkanlığından kopmayacak tasarımlarla karşınıza gelebilirm.

Bu alana geçiş sürecinde bazı teknik sorunlar yaşadım ve daha da eksiklerim bitmiş değil. Bu yüzden yorumlara ve paylaşımlara katılamadım ama en kısa zamanda bunları telafi edicem. Bu anlamda sizlerin hoşgöürünüze sığınıyorum. Sizleri buradan ayıramıycak, güzel, hoş, ilginç, değişik ve yararlı paylaşımlarla bu açığımı kapatacağımı umuyorum

Şimdi, yeni adres, yeni imaj ve yeni isimle daha güzel paylaşımları hazırlamak üzere müsade istiyorum. Sevgiyle sağlıcakla kalın güzellerim.

Devamını Okuyun

Google amcada yenilik var

Dün gece, pc kapatırken Takip listemin son eklediği yazıya koştum hemen, her zaman yenilikten ve bilgilerden bizi haberdar eden bu site hepimizin elinin altında olması gereken bir site. Paylaşımına gelince, google amca sonunda kendini aşmış, ve "ŞABLON TASARIMCISI" diye yeni bir hizmet ve eklenti sunmuş. Bu özellik şimdilik kumanda panelini "DRAFT" olarak kullananlar da çıkıyor.
Kodlardan bir çok yapılan değişiklikleri manuel olarak yapabilme imkanı getirmiş, arkaplan resimleri, şablon genişlikleri, gadget eklentileri vs gibi bir çok uygulamayı seceneklerle yapabileceğimiz bir hale getirmiş. Yanlız aman dikkat! iyice anlamadan çözmeden sakın şablonunuzu değiştermeye kalkmayın ve mutlaka önce şu an kullandığınız şablounun yedeğini alın. Bu yenilikle birlikte bazı eklentileriniz çalışmayabilir, ve kısa bir inceleme yaptıktan sonra HTML kodalrının eskisi gibi olmadığını gördüm, bu yenilikleri kodlardan çıkarınca daha önce neyi nereye yapacaklarımıza elimiz alışınca biraz acemilik çekebilirz. Yani iyice alışmadan değişiklik yapmak biraz riskli. Takip Listemin yazdığına göre, kendisi bu yeniliği mercek altına almış bile, bundan sonra ki bu konuda eksiğimizi gediğimizi, yada yapamadıklarımızı oradan takip edebiliriz. Kendisine de burdan teşekkür ediyorum. Google amcaya da tebrikler, nihayet sesimizi duydu yani.

Devamını Okuyun

Yeni tema ve rahatsızlığım

Canım güzellerim, ben geldim, Bir kaç gündür yoktum, biraz rahatsızlığım biraz da şablon hazırlama derken sizlerden ayrı kaldım. Beni soran arayan dostlarıma burdan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Yanlız şunu söyliyeyeim, yokluğunuz daha doğrusu kendi yokluğumdan çıkan sizlerin eksiliğini hissetmedim desem yalan olur. Sanki hayatımda bir şeyler eksik gibiydi.

Halsizliğimden ve gribin verdiği zorunlu istirahat döneminde sevgili arkadaşımız Liz Kurabiye Evi , nin şablonunu yeniledim. Sayfasında ki bazı uyumsuzluklar ve eksiklikler dikkatimi çekince dayanamadım. Kendisinin de bunu istediğini öğrenince hemen kolları sıvadım. Sevgili liza, çok beğendiğini söyledi, bol dostluklar ve hayırlı müşteriler temennisiyle güle güle kullansın diyorum.

Daha önce sevgili benhuruma, eceye ve mandalinçıkmazına yaptığım şablonlara da olduğu gibi, blog sahiplerinin isteği ve zevkine göre elimden geldiği kadarıyla bir şeyler yapmaya çalıştım. Umarım sizler de beğenirsiniz.

Devamını Okuyun

Kumandalarınıza "cep" lik

Bu çok bilinen bir konu ama, böyle aplike ve renk uyumu olan kumaşlarla şirin olabiliyor. Aslında orada burada kalan kumaşlardan böyle bir ceplik yapmak değişik, sehpa üzerinde mobilyayı çizen, yada nereye koyduğumuzu unutup odada dört dönüp aradığımız kumandalar için ideal bir fikir.
Şeması ve detayları burada.

Devamını Okuyun

Bozulan florasan lambanızı atmayın

Merhabalar, bir kaç gündür hızım kesildi, tema yapımı vaktimi alıyor epey, yorumlara ve konulara dönemediğim için affola diyorum. Bende gönlünüzü böyle değişik bir çalışmayla almak istedim. Bu hakikaten çok ilginç ve akla zarar dedirtecek bir çalışma. Böyle silindir florasan lambalar dan kaç tane attım biliyormusunuz. Vakti ve mahareti olanlar için süper bir fikir. Orjinali bozulan florasan lamba ama site sahibi, köpük çiçek çelengi ile de hazırlayabileceğimizi söylüyor. Ayrıca malzemelerin sıralandığı aşağıdaki resimde görüldüğü gibi, metal kek kalıpları da var, bu incik boncuklar bu metal kek kalıplarının içine dizilip yapıştırılıyor, diğer aşamaları da aslında zevke görselliğe kalmış. Ayrıntılar ve yapılış burada.

Devamını Okuyun

Tema hazırlamanın ilk adımı

Güzellerim, öncelikle paylaşımlarıma ve şablon tasarımlarıma gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ediyorum.

Benden şablon yapımını talep edenler olduğu gibi, bu konuda yardım ve bilgi isteyenler oluyor. Bu yüzden bu konuyu yazma ihtiyacı duydum, tek tek yorumlardan yazmak yerine, hem vakit kaybetmemek hem de bu anlamda soruları olan başkalarının da faydalanması adına toplu olarak işlemeyi uygun buldum.

Aslında bende çok usta değilim, bu blogu açalı iki ay oldu, diğer blogum ise bir yıl oldu. Bende başlarda nasıl konu eklenir dahi bilimiyor, ona buna soruyor anlamadığım noktalarda, bilenlerin kapısını aşındırıyordum. Sevgili GeCe nin blogundan bir çok şeyi öğrendim. Tabi bu öğrenme ve algılama kişiye göre değişir, birde isteğe göre. Ben çok azimli hırslı ve meraklı biriyim, ve belkide dezavantaj olabilecek "detay" özelliğe sahibim. Niye olmuyor, böyle olması lazım, bende yapabilirim, diyerek, baka baka, zileye izleye, sora sora az çok bişeyler yapmayı öğrendim.

Siteyle ilgili eklentiler, gadgetler, widgetler, içeriği zenginleştiren bilgilerdir, tema, tasarım resimler, renk uyumları gibi unsurlar ise görselliği zenginleştiren bilgilerdir. "Ben teknik bilgi istiyorum, görsellik önemli değil" diyorsanız, daha çok kodlarla ilgili konularda yoğunlaşmanız lazım, çünkü eklentiler ve teknik bilgilerin yolu HTML kodlarından geçiyor. Yok bana görsellik lazım, teknik olarak elimdekiler yeter, fazlasına gerek yok diyorsanız, o zaman, bu kodlarla birlikte, fotoğraf resim hazırlama konularında önce kendinizi geliştirmeniz gerekiyor, burada ki bilmeniz gereken kodlar, neyi nereye koyacağınıza dair bilmeniz gereken kodlardır. Eğer bu konuda yeteneğiniz ve isteğiniz varsa bu programlarla deneye yanıla bir çok çalışma yapabilirsiniz.

Blog için şablon hazırlamak, yani görsel olarak hazırlamak için (çünkü şablon hazırlamak denildiğinde tamamen kodlarıyla tekniği ile birlikte hazırlamayı kapsar) en çok bilmeniz gereken arkaplan ve header resimleri düzenlemek ve eklemek. Bunları çözdükten sonra diğer ıvır zıvır süsler resimler kendiliğinden gelir.

Blog kodlarında bu anlamda;

background------: arkaplan alanı

header-----------:blog başığında ki resim alanı

Demektir, background kodu CSS kodlarının en başındadır, eğer blog arkaplanı resim olarak istiyorsanız, hazırlanan resimin URL adresini buraya ekliyoruz, sadece renk olarak değiştirmek istiyorsanız, renk kodlarını ekliyoruz, eğer şablonunuz google amcanın standart şablonuysa, zaten "yazı tipi ve renk düzenleme" kısmından istediğiniz rengi değiştirebilrisiniz. Eğer o kısımda sizin istediğiniz renk kodu yoksa, internetten renk kodlarının verildiği sitelerden bakıp koyabilirisiniz.

ÖRNEK:

"background-image:url(http://i39.photobucket.com/albums/e174/güzelresim/jpg);
 background-position: center; background-repeat:repeat; background-attachment: fixed;
 margin:0;
 color:#4c4c4c;
 font:x-small Georgia Serif;
 font-size/* */:/**/small;
 font-size: /**/small;
 text-align: center;
 }"

Burada ki örnekte görüldüğü gibi renkli yazılan yere sizin yaptığınız yada beğendiğiniz resmin URL adresini yapıştırmanız gerekiyor. Eğer sayfayla birlikte gidip gelen arkaplan istiyorsanız, sadece;

"background-image:url(http://i39.photobucket.com/albums/e174/güzelresim/jpg);

yeterli, eğer arka plan resminin sabit olmasını istiyorsanız, yazı alanı gidip geldikçe arkaplanın sabit kalmasını istiyorsanız en başta verdiğim gibi aynen uygulamanız gerekiyor. ancak "repeat" kelimsenin önüne o zaman "no repeat" yazmanız gerekiyor, "repeat" kelimesi "TEKRARLAMAK" demektir. Kod verilen resim adresini tekrarlayarak çoğaltarak, alan büyüklüğü ne kadarsa ne kadar olacaksa, o kadar kendini tekrarlar ve çoğalır, ancak burada ki örnek blogta ki gibi sabit kalmasını istiyorsanız, tekrarlama emrini vermemeniz gerekiyor, kodlar sizden gelen istekleri emir olarak alır. Ben resim URL sini rastgele örnek olarak yazdım ve verdiğim örneğin; en baştaki "TIRNAK" işaretiyle en sondaki "TIRNAK" işaretini, şu anda yazdığım yerde uygulamamsı açısından koydum aksi takdirde işleme alıyor, yani sizde normalde o işaretler yok, ama her satrıdaki kod düzenlemesinden sonra mutlaka "noktalı virgül ";" işaretini koymanız gerekir, yoksa kod emri yerine getirmez, örnekte dikkat ederseniz, her satırdaki kodun sonunda bu ";" işaret vardır.

Şimdilik bu kadar diyorum, daha fazlası kafa karıştırır, genel kaba taslak bir kaç bilgi vermeye çalıştım, bildiğim öğrendiğim kadarıyla, daha fazlası için bende öğreniyor ve araştırıyorum. Bence siz de boş kaldıkça, benimde çok yararlandığım "takip listem" sitesini bol bol okumanızı izlemenizi tavsiye ederim. Orada ki bilgiler, yeni başlayanlardan tutun çok işlevsel blog isteyn arkadaşlara kadar her kesime hitap ediyor.Blogla ilgili aradığınız herşey orada var.

Daha sonra size, kullandığım resim programlarını tanıtıcam, kullanışı hakkında ön bilgiler vericem, çünkü kendi yapmak isteyenler için idaeli budur, hazır beğendiğiniz resimleri ve arkaplanları bile mutlaka kendi şablonunuza göre değiştirmeniz gereken yerleri vardır. Bu yüzden öncelikle bu konuda düzenlemeleri ve değişiklikleri öğrenmektir. Şimdiden kolay gelsin. Sormak istedikleriniz olursa kapımız açıktı, bildiğim kadarını her zaman paylaşırım.

Devamını Okuyun

Bir tema daha bitti

Güzel günler arkadaşlar, sevgili "mandalinçıkmazı" na  bir kaç gündür uğraştığım tema nihayet bitti, kendisinin zevk ve talebine göre oluştutrulan tasarımı beğendiğini söylüyor. Umarım içine siner ve nice dost paylaşımlar da kullanır. Sizlerinde bu konuda soru ve talepleriniz olursa yorum olarak yazabilirsiniz, size mutlaka dönerim.

Devamını Okuyun

Bana "isim" bulurmusunuz?

Arkadaşlar, bu hafta alan adı alıcam yani "www" ünvanıyla sizlere ulaşıcam ama ne yazık ki, google amca bana "gelincik" adını vermiyor, ne "com" olarak, ne "net" ne "org" olarak vermiyor, araya yada sonuna başka harfler eklenirse tamam diyor, onlarda saçma sapan.

Sitemin, tam manasıyla web işleviyle sizlere ulaştırmak, ve her bakımdan kadına eve hayata dair paylaşımları içermek ve daha zengin görsellikle birlikte içeriğe sahip olabilmek için bu geçişi istiyorum. Gelincik adı olamıycana göre bana alternatif isimler öenerebilirmisiniz cumaya kadar, benim konseptime ve paylaşımlarıma uygun olarak aklınıza gelebilecek her türlü fikirlere açığım.

Ben "FENOMEN" istedim ama ne yazık ki onuda almışlar "fen-omen" olarak veriyor, en kötü ihtimalle o olabilir, bunu istememin sebebi de, fenomen: çok popüler, çok tutulan görülen bilinen anlamında olması, yabancı kökenli olmasından dolayı fransızca da daha başka anlamı var ama Türkçe mizde bu anlamda kullanılıyor, Değişik ve kalıcı isim olarak aklınıza gelen bir isim olursa sizlerden paylaşmanızı isterim. Şimdiden çok teşekkürler. Hatta isim annesi olarak ona hediye bir tema bile hazırlarım :)

Devamını Okuyun

Beyaz çayı satın alabileceğiniz yerler

Dünkü beyaz çay konulu yazımdan sonra nerede satıldığını soran arkadaşlarım var, bu linke tıklarsanız http://www.chado.com.tr/  Beyaz çaya ulaşabilrisiniz.Burada beyaz çayın dışında diğer çeşitleriyle ilgili bilgi ve ürün çeşitlerinin satışı yapılıyor, ayrıca bir forum sayfasında şöyle bir bilgiye ulaştım, umarım işinize yarar. Çünkü bu çok değerli ve nadide çayı hakikaten kullanmaya başlarsak eminim piyasası da o kadar çoğalır ve ucuzlar, rağbet gören bir ürün bizlere daha çabuk ulaşır. Siyah çayın gerçekten nasıl yapıldığını nasıl karartıldığını bilseniz sofraya koymazsınız. Ürün kötülemek değil ama tüketici olarak bunları bilmek te hakkımız.

Beyaz çayla ilgili yorumlar, buradan da fikir edinebilirsiniz.
Yazan: yasaraycin
Tarih: 2009-08-09 06:06:51

Konu: beyaz çay üretiyorum

beyaz çayı 1 yıldır kendim üretiyorum.çay müstahsiliyim.fabrikadan çıkan çayları içmiyorum.nasıl üretildiklerini biliyorum.zaten görseniz sizde içmezsiniz.şimdilik eşe dosta satıyorum.tek tek elle topluyorum.tertemiz ve sağlıklı.mesela yıllardır çektiğim ülserden kurtuldum.dünyanın parasını vermeyin.çok uygun fiyata gönderebilirim.sağlıklı günler dilerim. yasaraycin@mynet.com 05353524120

Yazan: isimsiz
Tarih: 2008-10-04 23:29:11
Konu: Banu Hanım için bilgi

Chado markalı beyaz çayları Life Co, Eco Life, Dr. Nature, Keyif Shop gibi istanbul'da caddebostan, nisantasi, bebek ve anadolu hisari gibi semtlerde bulabilirsiniz.

Erdem Güleç

 
Yorumların linki de burada;
http://kokona.blogcu.com/beyaz-cay/3119176

Devamını Okuyun

Süt şişesinden pratik vazo

Sıradan süt ve meşrubat şişeleriniz böyle basit ama şirin vazolara dönüşebilir. Ev döşe sitesini bu anlamda seviyorum. Gerçi onlar "karanfil" e yoğunlaşıp başlık atmışlar ama bence malzemeleri ve yapılışı anlatılan bu güzel çalışmaya haksızlık etmişler, Özellikle işyerleri yada evde pc yanında içinizi açaçak pratik bir çözüm. Cam şişe, kağıt ve ponponlu yün ipten oluşan bu vazolar kristal yada frapan aksesuarlar kadar işe yarar diye düşünüyorum, çünkü işin içinde el emeğimizin olması ona biraz daha değerlendirir.

Devamını Okuyun

"BEYAZ ÇAY" la tanışmanın vakti geldi

Arada bu siteyi izler ve okurum, gerçek ve doğru bilgilere aracılık ediyorlar. Ne zamandır "beyaz çay" ile ilgili kafamda ki sorulara cevap arıyordum ve bu yazıyla bu cevabı buldum diyebilirim, bence sizde sıkılmadan, sabırla okumanızı tavsiye ederim. Bazen sadece yaşamak için yaşaddığmızı düşünüyorum ve Rabbimizin bize sunduğu nimetlerden o kadar habersiziz ki, bu yazıyla bir kere daha anladım. Linkini verdiğim sitede Sn. Muammer Demet Bey bu bilgisini ve deneyimini bizlere sunmuş. Adının yanında herhangi bir sıfatını göremeyince, google amcaya yine müracat ettim ve sonuç bana yine aynı siteyi gösterdi, kendisi Ziraat Yüksek Mühendisiymiş, yani kendim de dahil bilgilendiğim konunun ve yazarın varlığından ve doğruluğundan emin olmak adına sizlerinde bilmenizi isteyeceğinizi düşündüm. Burada kendisiyle ilgili detayları bulabilirsiniz.

Kısacası artık bu "BEYAZ ÇAY" la tanışmanın vakti geldi geçiyor bile, çayın oksitlenmemeiş yapraklarına gelmeden çay daha tumurcuk iken sadece çiçeklerinin adını alan beyaz çay, bence hayatımıza girdimi bir daha çıkmaması lazım. Gerçi ocakta saatlerce demlemeye bıraktığımız ve sadece damak tadımızı tatmin etmek adına zehir zemberek içtiğimiz siyah çaya müptela olmuş toplumumuz buna biraz zor alışır ama, bilinçli olan lar terchini gerekli olduğu yerde gereken kararını verecektir.

BEYAZ ÇAY

Çay tiryakilerince, Türkiye'de olduğu gibi dünya'da da siyah çay ve yeşil çay tanınır, oolong çayının ise görülmese de bir duyulmuşluğu vardır. Beyaz çay ise pek değil neredeyse hiç bilinmeyeni. İlk duyanlarda önce bir inanmamazlık sonra bir hayret uyanmaktadır. Siyah, yeşil, oolong ve beyaz çay çeşitleri arasında en esrarengizi en bilinmeyeni beyaz çay desek yeridir. Bu arada beyaz çayın dem renginin de diğerlerinden farklı olduğunu söylemeye gerek yok tabi..

Beyaz çayı bilen ve hala kullanmakta olan tüketicilerinde hala bir teredüt var, beyaz çay içecekmiyim, yüzümemi süreceğim, yoksa tedavi içinmi kullanacağım?

Doğrusu üç soruya da evet cevabı vermek mümkün. Bu arada kozmetikçileri beyaz çay kullandıkları losyon ve banyo ürünleri 2002 yılından bu yana satış raflarında yerini almaya başladı.

Beyaz çay geleneksel olarak Çin'in Fujian bölgesinde yetiştirimektedir. Çin'in diğer bölgelerinde rastlanmıyor. çok ender olarak Hindistan'ın bazı bölgelerinde ve Seylanda üretimi var. 1100 yılında İmparator Hui Tsung zamanından beri biliniyor ve sadece imparator ve yakınları için özel olarak üretiliyordu. İmparator için beyaz çay içme keyfi Moğolların sarayını işgal ederken bile bozulmayacak kadar önemliydi.

Şu anda dünyada 600-800 ton civarında beyaz çay üretimi yapılmaktadır. 2 yıl içinde yalnızca Fujian bölgesinde üretim 3.000 tona çıkacaktır. (8)

Mevcut üretici ülkeler arasında Çin, hindistan, Kenya, Sri Lanka ve Viet Nam gelmektedir. (8)

Nasıl Toplanır?

Beyaz çayda diğer çaylar gibi aynı çay ocağından toplanır.

Yapraklar açmadan, tamamen tomurcuk iken toplanır. Tomurcuklar tüylü, sanki beyaz saçı andırır bir görünüştedir. Bazıları gümüşi bazıları ise altuni renktedir. Gümüş ve altın iğnelere benzerler. Çok dikkatli ve tabiki elle hasat edilirler. Bir çay toplayıcısı günde 3000 tomurcuk toplayabilmektedir. Buda yaklaşık 1 kilogram civarındadır. Bu arada fiyatı hemen hemen altın gibidir, yılda en fazla bir kaç gün toplanabileceği de bir yana. Tabi bu top seviyede yapılacak beyaz çaylar içindir.

Her ne kadar her sürgünde bu tomurcukların toplanması mümkünse de en değerli olanı; ilk sürgünün ilk günlerinde toplananıdır. Yağmurlu havalarda ve sabah çisesinde toplanmamalıdır. Hindistanda haftanın her günü olmak üzere Mart ayından Kasım ayına kadar tomurcuk toplanmaktadır. Ancak, beyaz çay yalnız tomurcuklardan olur diye bir şartta yoktur. Beyaz çay, tomurcuk ve bir yapraktanda olur. Hatta iki yaprak ve bir tomurcukran -ikibuçuk yaprak- yapraktanda olur. Tabi bu çayın toplandığı sürgüne ve ülkesine göre değişebilir. (8)

Nasıl Üretilir?

Beyaz çay yeşil çaya benzer, üretim aşamasında çok az işlem görür ve hiç fermente olmaz.

Beyaz çay üretiminde sadece iki aşama vardır, soldurma ve kurutma.

Çaylar iç mekanda serilir sadece ortamdaki doymuş havayı uzaklaştırma süretiyle ortam sıcaklığında hava ile soldurma ve ve kurutma işlemi yapılır.

Soldurma ile birlikte kurutma işlemi bir kaç günü alacak şekilde olması en idealidir. Kurutma işleminin hızlandırılması istendiğinde, sıcaklığın 70 C'yi aşmaması önerilir, düşük sıcaklıklar daha iyi sonuçlar vermektedir. 45-50 C yoğun kurutma için tavsiye edilir.

Kuruçaydaki nem oranının %5'ler seviyesinden daha düşük oranlara düşürülmemesi tavsiye edilir.

Beyaz çay eğer çok sıcak ortamda soldurulursa kırmızımsı, çok soğuk ortamda soldurulusa siyahımsı renk alır. Sitimle şok soldurma ve bazende güneşte kurutmada uygulanmaktadır.

“Flowery Pekoe” “Silver needle”, “White Peony”, “Kung Mee” ve “Shou-mee”. olarak beyaz çay Çin'de sınıflandırılmaktadır.

Nasıl Demlenir Nasıl İçilir ?

Genelde beyaz çay oldukça hafiftir onun için demliğe veya bardağa yeteri kadar çay eklediğinizden emin olmalısınız. Aynı çayı peş peşe olmak şartıyla üç kere demleyebilirsiniz. Ancak ilk demlemedeki 6 dakikalık süreye her bir yeni demleme için ilave 2-3 dakika eklemelisiniz.

Demde kullanılacak su (70-80 C) olmalıdır. Kesinlikle suyla birlikte kaynatılmaması gerekir. Diğer bir ifadeyle siyah çay için kullanılan sudan daha düşük sıcaklıkta olmalıdır. Bir başka ifadeyle kaynamış suyu 1-2 dakika dinlendirmek gerekir.

Beyaz çayı hafifi yemeklerden sonra tercih etmelisiniz. Baharatlı yemeklerden sonra içerseniz lezzetine varamazsınız. Yeşil çayların çoğunda otsu bir tat varken, beyaz çayda kavunu andıran hoş bir tad vardır. İdeal dem rengi solgun sarıdır.

Eger içeceğiniz beyaz çay tek içimlik poşetler (sallama) halinde hazırlanmış ise, sadece 30-60sn arasında sıcak suda bekletilmelidir. Daha fazla bekletilmemelidir.

Beyaz Çay ve Sağlık

Eğer çayı sağlık için içiyorsanız, beyaz çayla ilgilenmelisiniz. Beyaz çay diğer çay çeşitlerine göre daha fazla etkin madde içerir. Bu ise yalnızca tomurcuklardan üretilmesinden kaynaklanmaktadır.

Çay çeşitlerine göre beyaz çayda daha az kafein vardır. Siyah çayda bir fincanda bu 40mg, yeşil çayda 20mg iken beyaz çayda 15mg'dır.

Bazı çalışmalar beyaz çayın kanser mücadelesinda yeşil çaydan daha fazla antioksidan (7) ihtiva ettiğini ortaya koymaktadır. Bu oranın 3 misli olduğu tespit edilmiştir.

Oregon State Universitesi Ulusal Kanser Enstitüsü araştırmacılarına göre çay kanserle mücadelede en kuvvetli potensiyele sahiptir. Araştırmacılar 29 Mart 2000'de American Chemical Society'nin ulusal bir toplantısında ilk araştırmalarını ortaya koydular.(9)

Araştırmacılar, üretim aşaması çayın kanserle mücadelesinde bir rol oynadığını düşünüyorlar. Burada anahtar rolü polifenoller üstleniyor. Roderick H. Dashwood polifenollerin çoğunun yeşil çay, siyah çay ve oolong çay üretiminde oksidize veya yok olduğunu belirtirken özetle:

"Teorimiz, beyaz çayın yeşil çaydan daha yüksek polifenole sahip olduğunu ve bu yüzden daha yararlı", olduğunu ileri sürmektedir. Kimyasal analiz sonuçlarını teyit etmektedir. Beyaz çay yeşil çay gibi aynı polifenolleri ihtiva etmektedir, fakat fark oran olarak daha yüksek olmasındadır. Bu da beyaz çayın kanserle mücadeleki potensiyel gücünü artırmaktadır. Beyaz çay aslında insanları kansere karşı koruyucu bir görevde üstlenmektedir", demektedir.

American Society for Microbiology 104. toplantısında beyaz çay'ın bir çok hastalığa şifa verdiği konusunu artık bir kocakarı masalı değil gerçek olduğunun ispatlandığını açıklanarak: Anti fungal etkisi olan Penicillium chrysogenum ve Saccharomyces cerevisiae ihtiva ettiği, Bakteri ve virüsleride inaktivite hale getirdiği, Aim, Aquafresh, Colgate, Crest ve Orajel gibi diş macunlarında antiviral ve antibakteriyal etkisinden dolayı beyaz çay ekstraktı kullanıldığı belirtilmiştir. (2)

Beyaz Çay ve Güzellik

Gıda, sağlık ve kozmetikde yeni yeni popüler olmaya başlamıştır. Yaşlanma, kırışıklık ve sarkmalara karşı kullanılmaktadır. Cilti kuvvetlendirici, yeni cilt hücre yetişmeyi destekleyicidir. Çevre ve günlük cilt yıpranmalara karşı cildi koruyucudur. Pürüzsüz ve yumuşak bir deri oluşumunda etkin rol oynar.

Diğer Çaylarla Farkı

Eğer okların yönünde özelliğin çoğaldığını varsayarsak,

Kafein oranı: Beyaz Çay ----> Yesil Çay ----> Siyah Çay
Antioksidan oranı: Beyaz Çay <---- Yesil Çay <---- Siyah Çay

Beyaz çay, bütün çay çeşitleri içerisinde kafein oranı en dusuk, antioksidant (hastalıklara karsı savasan enzimler ve bileşikler) oranı ise en yuksek olanıdır. Ayrıca yine bütün bu çay çeşitleri içerisinde en az kimyasal ve mekanik sürece maruz kalmış olan çay çeşididir.

Beyaz Çay Nasıl Kaça Satılıyor?

Beyaz çay öyle kiloyla satılmıyor. 1/4 libre ağırlıktaki (113 gram) özel ambalajlarda kalitesine göre 15 - 30 $ arasında bir para ile satılıyor, kilogram olarak fiyatı kalitesine ve gramajına göre kiloda 500 $ kadar çıkabiliyor. Bu fiyat üretim aşmaları ve tomurcukların toplandığı devreye göre taşıdıkları kaşte değerlerine göre 100-150 dolar seviyelerine kadar düşebilmektedir.

%25 ortalama randıman ile beyazçay haline gelen tomurcukların üreticiye getirisi ne olabilir? Parakendeci payı, cuzi üretim maliyeti bu özel çayda yaş çayda kilonun asgari 25 dolarda gerçekleşeceğini göstermektedir.

Ayrıca beyaz çayın çok özel bir versiyonu olan demlendikçe her seferinde dahada tatlanan çeşitlerine hinterlandımızda rastlandığında ki, umudumuz odur fiyatın 100 $ seviyelerine ulaşacağınıda birlikte göreceğiz.

Alıcıların çay alırken dikkat etmeleri gereken husus likörün rengidir. Eğer likör yeşil ise yeşil çaydır en önemli nokta ucuz ise muhtemelen beyaz çay değildir. (8)

Düşük dercede olanlar, Pai Mu Dan, Kung Mei, Sow Mei) büyük ve kaba yapraklardan yapılır. Üretim aşamaları tomurcukla yapılan beyaz çay üretimi ile aynıdır. (8)

Herhangi bir çay üreticisi ülkede beyaz çay üretilebilinir. Bu ürün ve proses aşamalarıyla sağlanabilinir. Çayın değeri ihtiva ettiği tomurcuk miktarı, yaprağın görünüşü, likörün kalitesi ve rengine bağlıdır. (8)

Türkiye'de Beyaz çay

Türkiye'de beyaz çay üretim denemelerine 2005 yılında başlanmıştır.

İlk Beyaz Çay 1 Mayıs 2005 tarihinde Çay Araştırma Enstitüsünde üretilmiştir.

Üretimi yapılan beyaz çaylardaki ekstrakt değerleri %46-47 arasında değişmekte olup, beyaz çay yalnızca tomurcuklardan üretilmiştir.

Beyaz çayı sallama posetler halinde piyasaya sürecekler için, kimyasal yontemlere tabi tutulmadan doğal renklerinde ve dokularında sunulması oneriliyor. Bu kadar sağlıklı bir çayı oksidasyonla beyazlatılmış poşetlerde sunmak kendi içerisinde celişkili ve yazık olacağı belirtiliyor.

Beyaz çay tiryakilerince sakın sakın deniliyor, doğal kavun oraması dışında bu çay piyasaya sunulmasın deniliyor. Emeklere yazık olacağı, bu çayın doğallığıyla satışa sunulması halinde çok büyük başarı getireceği ifade ediliyor.

Evet ... artık, "Beyaz Çay' içmek vakti geldi.. İki buçuğun buçuğu, tomurcuğun demi, beyaz çayı içmek uzaklarda değil olsa gerek.... Hem de tomurcukları açmadan.... Çay tüketicisi Beyaz Çay ile artık tanışmalı... Vakti geldi...

MUAMMER DEMET

Devamını Okuyun

Çok şık dantel örneği

Bu hanımın örneklerine ve elinin güzelliğine bayılıyorum. Dantel her elden güzel çıkmıyor çünkü, ne sıkı ne gevşek, ortayı bulmak lazım. Değişik ve zarif örnekleri paylaşıyor bizlerle bu blog sahibi. Daha çok güzel örnekler var. İzlenmesi gerekilenlerden biri kısacası. Ellerine emeğine sağlık.

Devamını Okuyun

Ahşap sehpadan puf yapabilrisiniz

Günaydın arkadaşlar, güzel bir gün güzel bir hafta temennisiyle bu hafta ki açılışımı yine bir eskileri değerlendirme projesine ayırdım.

Devir hesap devriyken böyle çalışmalar bir çok evin can kurtaranı olabiliyor. Hem bütceye hem birşeyler yapabilme duygusuna hitab ediyorsunuz.Eski sehpanın böyle şirin pufa dönüşmesine sanırım kimse hayır demez. Bu tarz objeler yada benzerleri mutlaka her evde vardır. Kısacası yine arşivlik bir çalışmayı kütüphanemize göndermiş oluyoruz. Burada adım adım gösterilmiş resimlenmiş, yapanın ellerine kuvvetine sağlık:)

Devamını Okuyun