Bir kaç gündür canımı sıkan bil fiil siyasi ve politik oyunlar, kalemi ve dilimi zıplattığı için bir kaç kelam etmek istedim Bir arkadaşamızın yorum-cevap şeklinde ki diyaloğumuzun devamını onunda iznine sığınırak paylaşıma açık devam ettirmek istedim. Demokrasinin bu yönü beni cezbediyor işte, ne kadar kitle toplum, o kadar paylaşım görüş düşünce demektir. Aslında bu blogumu diğerinden bu yüzden ayırmıştım, fikir ve siyaset yazılar arasında gündelik uğraşılar biraz abest kaçıyor du, ancak şu anda diğerine nazaran burasının izlenmesi çoğunlukta olduğu için buradan yazıyorum, ama belli bir zaman sonra yazılarımı taşıycam, O yüzden etiketlemiyorum.
Gelelim mevzuya, Sn.Aylin Ersan Hanım, güzel düşünceleriyle sayfamı renklendirmiş, karşıta olsa hem fikir de olsa diyaloglar fikirlerin benimsenmesini yayılmasını sağlıyor kanaatimce. Keşke herkesin bu konular da fikir sahibi olupta bunları cesaretle, saygıyla paylaşabilse...Diyorum bazen, hayat sadece yumurta kırmaktan, iki yüz bir ters ten ibaret değil...
Sevgili Aylin Hanım, görüşlerinizde kısmi haklılık payı olabilir ama çoğunluğuna karşıyım.
Burada bahsedilen, toprak satışıdır, yatırım yada ticari amaç güdülerek yapılmış, halkın refahını ülkenin geleceğini düşünerek yapılan özelliştrmeler değil. Önce sapla samanı karıştırmıyalım. Bir ülkeye yatırım yapabilrisiniz ama o ülkenin bu yatırım aracını "çıkar güdümlere ortak olacak menffatler çerçevesinde mülkiyeten satın alamazsınız". Bu hangi firma olursa olsun, bu çok başka bir konu, sadece ülker değil, yabancı ülkeler de daha nice firmalarımız var, şubeleri, fabrikaları mağazaları olan. Onlar ticaretini yapar, ülkesini zenginleştirir, bizler de kârımızı yapar, ticaretimize bakar, ülkemizi ihracatla vergimizle kalkındırırz. buraya kadar güzel, buna kimsenin bir lafı yok. Ancak lütfen bundan sonrasını dikkat ediniz.
O saydığınız ülke/ülkeler "kendilerine yatrıma gelen firmalar sayesinde elde edilen geliri, halkına, vatanına geri dönüştürüyor, gayri safi milli hasılasıyla bize fark atıyor, varsa dışarıya borcunu ödüyor, varsa eksiği; yolu köprüsü barajı, inşa ediyor, halkının yapabileceği sanayiyi güçlendirip, yatırımdan aldığını yatırım yapıp işsizliğini çözüyor, ekonomisini düzeltiyor"
Peki biz ne yapıyoruz? yada ne yaptık? hiç bilançolara göz attınızmı yada raporlara baktınızmı...
Ben kısaca özetleyim isze (rakamsal bilgiler DPT alınmıştır)
Öncelikle 2003 yılından beri, yabancılara toprak satışının önünü açan yasayla birlikte sadece GAP bölgesinde 450 bin dönüm sulak ve verimli arazinin İsraillilere satıldığını hatırlatalım. Toplam 68 ülkenin 44 bin 740 vatandaşı 70 ilimizde 42 bin 884 mülk edinmiştir.
Yabancı maden şirketleri ülkenin 100 bin kilometre karesini ruhsatlı maden arama bölgesi haline getirmiştir.
19.07 2003’de çıkartılan “yabancılara gayri menkul satışına izin veren yasa” ile Türk topraklarında “ikinci talan harekatı” başlamıştır. Buna karşı bahsetiğiniz "biz yapınca gurur kaynağı oluyor da, yabancılar yapınca vatan hainimi oluyoruz" diye kastettiğiniz AB ne yaptı;
"1 Mayıs 2004 tarihinde AB hudutları içinde yabancılara toprak satışını yasakladı" yani sen "satmıycaksın ama alacaksın" neden israillilere hep peşkeş çekiliyor, son olarak "mayınlı arazilerin israillilere 50 yıllığına kiralanmak istenmesi tesadüfmü? İşte beğenmediğiniz hukuk nasıl lazım oluyor, anayasa mahkemesi engellemeseydi binlerce dönüm ekilebilir topraklar AB ve ABD istedi diye elden gidiyor du...amaç ne? yine siyonistlerin Ortadoğu da İsrail topraklarının "bizim sayemizde" daha da genişletmesini sağalamaktır, tıpkı zamanında ki siyonistlerin ABD önderliğin de, filistinin israile verildiği gibi. Bugün ne durumda filistin, ne toprak ne bayrak sahibi!
Ayrıca Ülkemizin 7/1 i yabancılara satılmış yine 7/1 kiralanmış durumdadır.
Önce çiftciye tahdit yasalarıyla üretim yasağı getirip elini kolunu bağladılar,sonra "yabancıya toprak" satılmasını serbestleştiren yasa ile çiftçinin ekip biçemediği toprağı yabancılara peşkeş çektiler! Çiftçiye pancar ektirmedin, ABD kota koydu diye, tütün ektirmedin, mısır ektirmedin, pamuk ektirmedin...Bu kotalar, IMF ve AB politikaları sebebiyledir. Onlar emrediyor, bizimkiler de “emriniz başımız üstündedir” deyip uyguluyor. Olan bizim gariban çiftçimize oluyor.
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar’ın durumu özetleyen bir cümlesi var: “AB, meraları dahil edersek Türkiye’de 39 milyon hektar arazinin potansiyelinden korkuyor. AB pazar olmak istemiyor. Türkiye’yi pazar yapmak istiyor.”
Toprağından gelir edemeyen çiftçi kesimi aç kalmamak için toprağını yabancılara satmak zorunda kaldı!
Tıpkı zamanında filistine yaptıkları gibi!!
Yani komşumdan sade bir vatandaş gelip te, "şöyle denize nazır boğaza yakın bir arsa alayım, arada gelir kafamı dinlerim" masumiyetiyle toprak mülk almıyor, öyle olsun canımı yesin, gelsin bağımı bahçemi paylaşayım. Misafirperver halkız ya, ama keriz de değiliz...
Gelelim Özelleştirmeye;
"devlet kar edemediği, kendine yük olduğu kamu alanlarını, ülkenin yararına olacak şekilde demokratik yollarla, satar, pay verir, işletir" ama şıkır şıkır ileyen sanayi devi haline gelmiş işletmeleri, ABD istedi diye satıp, işçileri "4C" kanunu çıkarıp haklarını gaspederek kapıya koymak, özelleştirmek değildir...
Türkiye'de Son 24 Yılda 39 Milyar 600 Milyon 581 Bin Dolarlık Özelleştirme Yapılırken,(yani özelleştirme il akp döneminde yapılmadı) Bunun Yüzde 77.6'lık Bölümü 7.5 Yıllık AKP İktidarında Gerçekleştirildi. 2002 Yılı Kasım'ından Bu Yana Yapılan Özelleştirmelerin Toplamı 30 Milyar 304 Milyon Doları Buldu. Buna AKP Döneminde Yapılan 429 Milyon Dolarlık Bedelli Devir Uygulamaları Eklendiğinde 30 Milyar 734 Milyon Doları Aştı.
Vergiler, hazine, gelirler, ihracat, ithalat, piyangodan elde edilen fahiş paralar, trafikten, medyadan iş adamlarından kesilen cezalar ve bunun gibi daha aklıma gelmeyen muhtelif gelirlerlerin üstüne, özelleştirmeden, satıştan elde edilen 30 milyar doları aşan miktarı eklersek değil Türkiye, açlıktan sersebil olan Afrika bile kurtulurdu...Peki sonuç ne, işsizlikmi bitti, yatırımlarmı çoğaldı, ekonomi mi düzeldi, milli gelir tavanmı yaptı, gençlerin önümü açıldı, ülkem refahamı kavuştu? hiç biri olmadı. Elin adamı bunu yapıyor ama halkı ihya oluyor, bizde ki gibi, dayılar enişteler köşeyi dönüp, seçim zamanı makarna kömürle hatırlanan vatandaşları yok onların, Bu devranda iki şekilde yönetim var, ya kominist olucan, ya kapitalist, koministlerin sonunu gördük...yani millet kapitalizmin kaymağını, biz emperyalizin dibini yalıyoruz...Haa hiç mi iyi şeyler yapılmadı, elbet oldu, sezarın hakkını sezara veririz, ama "götürülenler" getirlienlerin yanında devede kulak kalınca, işte vatandaş ta bunları sorar, hem şahsına sorar hem sandıkta sorar...
Demokrasi demek anayasa demek, o ülkenin "toplum sözleşmesidir" ve aklın yolu birdir...Darbeye kesinlikle karşıyım, militer bir yönetime keza öyle, ama üniter yapıdan asla ödün vermem. Darbecilerle hesaplaşıcaksan, ölenlerle değil yaşayanlarla hesaplaş, sen anayasaya madde halinde koyuyorsun ama Adalet bakanın "zaman aşımından dava açılsa bile hüküm verilemez" diyor, kaldıki kaç kişi yaşıyor...sana çekilen muhtıralardan tank seslerinden hesap sor.
"İşine gelince hukuk işine gelmeyince guguk" hırs ve öç alma duygularıyla bir ülke yönetilmez, kurulmak istenen "federal islam devleti" uğruna, kendine engel gördüğün korktuğun herkesi, asılsız ihbarlarla, meçhul ihbarcılarla hapise atmak, bu ülkeye demokrasiye verilen en büyük zarardır, o zaman senin yaptığının "askeri darbeden" farkı ne... Heronlara ben inanmıyorum kim nederse desin, her tarafımı düşman sarmışken, AB İSRAİL ABD BARZANİ ve İÇ DÜŞMANLAR etrafımı kuşatmışken bana bu "ORDU" lazım, beni ve seni kurtaracak olan bu "ASKER" cemmatler değil...
Eskişehir Emniyet Müd. yazdığı kitabın başlıklarına bir göz attınızmı, garibim kimbilir neler gelicek başına!!
Ben taraf ta okuyorum, hürriyette okuyorum, zaman da, şafak ta, vatan da okuyorum. Abdurrahman Dilipakı, Ahmet Hakanı,Bekir Coşkunu, Yılmaz Özdili, yani hepsini okuyorum. Kimin ne yazdığını ne yazmadığının farkındayım, e ülke bu kadar bölünürken medya bile "yandaş-yoldaş-candaş" olurken, herkes işini bilir, ne yazıcanı bilir, üçüncü dünya savaşı medyanın verdiği gazla çımadımı? daha durun neler görücez...Staline, Hitlere gerek yok, hepsi içimzde...
yüreğimden geçen herşey senin kelimelerinde arkadaşım eline yüreğine sağlık.
YanıtlaSilçok doğru bir söz söylemişsin sap la samanı iyi ayırmak gerek. her duyulana değil araştırılıp elde edilene bakmak lazım. ülkenin yedide biri değil daha da fazlası gitti . elle tutulacak tek yerli malımız yok artık. kıyılar ,haberleşme ve seninde yazdıkların .Benim HAYIR demek için çoooookkkk sebebim var çok.
sevgiler öpüyorum
İnsanlar nasıl da at gözlükleri takmış geziyorlar gerçekten çok şaşkınım. Hazırlanan şu anayasaya bu kadar şiddetli "hayır" kampanyası yürüttüğünüze göre aielede bayağı bir darbeci kafa mevcut herhalde. Pes diyorum.
YanıtlaSilHer kimsen niye benim adımı kullandığını merak ediyorum, kendi adını kullanacak kadar cesaretin yoksa bana demokarsiden bahsetmeyin. at gözlüklerine gelince demekki ülkenin yarısından fazlası takmış durumda!!!!
YanıtlaSilayrıca inanın ev halkım, askeri darbeden çok sivil darbeye daha çok karşı bilmem anlatabildimmi, siz ancak kendinizi kandırısnız, demokarsi gelecek darbeciler cezalandırlacak diye, bunların hepsi birer basamak, esas niyetler için..bunu anlamayacak kadar körseniz bunu sebebni anlamamya de ben pes diyorum, ya bu zihniyetten beslenip kalkınan taraf, yada kör cahil bilincsiz vatanadaş diyebilirim...
siz önce yukarıda yazdıklarıma bir cevap bulun yada aksini ispatlayın buna gücünüz yoksa boşuna kalem sallamayın
YanıtlaSilAllaha çok şükür cesaretim yerinde. Afet kendi adım Afet Hanım. Şimdi anladım korkunuzu. Esas niyet demekle neyi kastettiğinizi. Bu arada ülkenin yarısı o gözlükleri takmış filan değil. Bu sizin görmek istediğiniz ama göremeyeceğiniz sonuç. Şu anayasa paketinde karşı olduğunuz maddeleri de çok merak ettim doğrusu? Neyse az çok anladım zihniyetinizi zaten daha fazla polemiğe gerek yok.
YanıtlaSilsanırım korkan ben ve benim gibiler değil, "koktukları" için bir ülkenin aydınları bilimadamları iöerde tutuluyor, kokrtukları için ölüm döşeğinde Türkan Saylan apar topar evinden götürülüyor, bu liste uzar gider...ama korkunun ecele faydası yok. bu ülkenin yarısı değil bir kişi bile o anayasaya hayır diyorsa, bunda uzlaşı yok demektir, anayasa "toplum sözleşmesidir" oldu bitiye getirilen "sivil dikta tarafından yazılmaz" anayasa paektindeki karşı olduklarım malum, ama asıl hedef, daha sonraki "kendi rejimlerini sağlayacak" daha geniş kapsamlaı anayasa hazırladıklarında, zırt pırt anayasa mahkemesi tarafından önleri kesilmesin diye, oraya kendi adamları yerleştirmek, yani bunu bilinçli ve bu vatanı düşünen herkes anlar...bırakın bana demokrasiden bahsetmeyi, en ufak bir eleştirye açık olmayan, hoşgörüye sahip olmayan zihniyetlerin anayasınımı beni inandıracak, varmı kavgalı mahmekemeli olmayan bir kurum...hepsi basamak bunların, burda içerik değil niyet önemli, 8 yıldır akılları nerdeydi, şimdi darbe mağdurlarını oynuyorlar, önce yaşayanlardan hesap sorsunlar, ben biat ve cemaat anayasını istemiyorum, çok dertleriyse demokrası önce dokunulmazlığı kaldırsınlar, işine gelince hukuk işine gelmeyince guguk, hakıında ceza kesilmiş, sucu kesinleşmiş birileri başbakan oluyor, ama sadece iddiadan ötürü insanlar yıllardır içerde, o yüzden bana demakrasi havarsi kesilmesinler, dubai anlaşmasını açında okuyun, neyin neye pazarlık yapıldığını...bu insanlar aptal değil, bu insanlar zavallı değil,,,ha olanlarda var, ama onlarada müstehak bu zihniyetler...pkk şanla şöhretle karşılcaksın, ayağına mahkeme götüreceksin, şehitlere kelle diyeceksin, bugün kü gibi cumhuriyetin ifade ettiği her bayramda bir bahane bulup ortadan kaybolacaksın (rizede sel olalaı bir hafta oldu) herkese asıp kesiceksin, yandaşlarına soruları dağıtacaksın, özelleştirme diye dibe vurucaksın, sonra bende senin anayasını yiyicem, yok güzelim yemezler...ıvır zıvır maddelere ne gerek var, çıkar genelge tüzük geçir meclisten, nedir bu kadar meydanlarda bu canhıraş çırpınışlar, nedir bu ısrarcılık bu bölücülük ayrımcılık..yeterrrr artık, onun için kimse bana demokrasiden anayasadan bahsetmesin, adamına göre evet demesinide biliriz, ama adam gibi yapılırsa, kusucam artık, ihbarlardan ihbarcılardan jurnalcilerden cd lerden koplolrdan, 8 yıldır bir tane fabrikamı açıldı, bilakis çictçi köylü işçi perişan...neyse, yazmakla bitmez bu basiretsizlikler....
YanıtlaSilgök gürültüsünden korkan fare değirmende yaşamıycak...
Polemiğe girmeyecektim ama yine cevap hakkı doğdu bana.Her ne kadar sizin kadar "canhıraş" cevap verecek olmasam da madde madde cevap vereyim. Evinden alınan Türkan Saylan ise kıyamet kopar Necmettin Erbakan ise kıs kıs gülünür ohh..çekilir. Anayasa mahkemesine kendi adamlarını yerleştirmek istediklerine göre Şu an zırt pırt önünü kesenler işgal etmiş durumda değil mi? Hep bana rabbena olmaz ama di mi? Senelerdir oturdukları yeri çürüttüler. Pkk şanla, şöhretle karşılanmış. CHP'nin yeni başkanı "af" müjdesi verdi meydanlarda. N'oldu hiç bahsetmiyorsunuz bundan? Adamın bayramlarda kaçmasını çok istiyorsunuz biliyorum ama o kadeh tokuşturmak yerine mağdurların yanında olmayı tercih etmiş.(Diğerleri gibi içine sinmemiş demek ha ha ha..hi..hi.yapmak) Kavgalı olmadıkları kurum yokmuş. Sırf bu hükümet yaptı diye "dumansız hava sahası"na bile özgürlükler kısıtlanıyor diye iptale hazırlanan adamlar başörtüsüyle okuyamayan kızlarınkini özgürlükten saymayan ne tür bir beyinse...Küresel krizi en az hasarla atlatan ülkelerden olmamız bile eminim rahatsız ediyor sizin zihniyetinizdeki insanları. Bakıpta görememek daha doğrusu görmek istemememk böyle bir şey demek.Darbecilerin 8 yıldır yargılanmamış olması onların darbeci kimliklerinden bir şey kaybettirmiyor. Ama dokunulmazlıklar kaldırıldığı anda şu an ülkeyi işgal altında tutan hukuk sistemi bilmem kaç sene önce okuduğu şiir yüzünden tekrar ülkesinin başbakanını mahkum edebilir.(Onunki darbeciler gibi zaman aşımına uğramaz)
YanıtlaSilSon olarak kpss ile ilgili olandan ne çıkacak bakalım. Eğer böyle bir şey yapılmışsa büyük şerefsizlik diyorum. Ama bunların içinde 100 tane varsa bu şerefsizlerden karşı tarafta 1000 tane var. Bu arada soruları alıp dağıtmakla suçlanan, suç duyurusunda bulunmaya hazırlanan zavallı öğretmen B.S'nin ifadesi;"Kendi emeğimle bir yerlere gelmeye çalışıyorum. 3 yıldır kpss'ye giriyorum. İlk yıl 74, ikincide 79,5, üçüncüde 81 puan aldım. Soruları ben aldıysam ben niye 90 puan almadım? Annem-babam bana helal süt vermişer. Hak ve hukukun ne olduğunu biliyorum. ailece mağduruz." Boş ver öğretmenim sana bunları reva görenler utansın. Hem onlar helal sütten filan anlamazlar. Hee.. bide bu arada cd,ler komplolar filan vardı. Herhalde bir genel başkanın faka basılmasından bahsediyorsunuz. Madem suçsuz niye tası tarağı toplayıp anında arazi oldu. Sürekli yaşadığı seçim hezimetleri bile onu yerinden kıpırdatamamıştı. Ama bunda kazanan tarafın chp kurmayları olduğu söyleniyor. Kaç senedir yerinden kıpırdatamadıkları başkanlarından kurtuldular da bazılarının önü açıldı.Demek ki suçluyu içerde aramak lazım. Ayy..sözümü tutamadım benimki de bayağı bi "canhıraş" oldu. Aklıma Kılıçdaroğlunun meydanlardaki hali geldi. Harbiden "canhıraş" kendini parçalıyor zavallı. Ayağında yırtık ayakkabı, sırtında 500 liralık gömlekle. Hadi bakalım az kaldı, bekleyelim görelim mevlam neyler? Neylerse güzel eyler..
cevap hakkı size değil üstüne alınması gerekenlere doğmalıydı.
YanıtlaSilİsterseniz bende sırayla cevap vereyim,
Necmettin Erbakana gülmemeiştim ama inanın Türkan Saylana üzüldüm, Biri bu memelekete insanlığa yaptığı hizmetlere, öz veriye bakınca sadece aslı astarı olmayan "iddia" ile ölüm döşeğinden kaldırılıyor. Diğer kişi bu memeleket için ne yapmıştır, ne vermiştir? bilakis götürdükleri için verilen cezadan, hala siyaset yapması için vazgeçilmiştir, aradaki farkı bilmem anlatabildim mi, yada farkedilebildimi?...
Anayasa mahkemesi adı üstünde "anayasyı" korumak için kurulmuştur, eğer bu kurum zırt pırt "delinen ve altı oyulan hukuğa, anayasa" ya müdahale etmeseydi şu anda kuklası olunan ABD nin AB nin kölesi olunurdu ki gidişat zaten o yönde. Anayasa mahkemesini kaldırmaya çalışılacağına bu "mahkemeye" giden hukusuzluğu işlemeyin, hiç kimse siyasal iradesi ve nefsi, kişisel öc alma dugusu için, bu ülkenin ilkelerini yasalarını orman kanununa çevirmez...
Merak ediyorum, haburda alkışlarla karşılanan teröristlere, kurulan seyyar mahkemeye, Kılıçdaroğlunuun "AF" söyleminden önce hangi kılıf bulunacaktı, adam iyiki o lafı ettide ellerine malzeme çıktı. Biri aylar önce yapılmış görülmüş bir icraat, diğeri ise gelecek için söylenmiş afaki bir söz. Elime iki olayı aldığımda ben yapılana bakarım, yapılacak olana değil. Kılıçdaroğluna gelince, herkes anlamak istediği kadar anlar, adam hırsızı ursuzu katile af var demiyor, pişmanlık yasası o zaman niye var, biri ahpese girmeden affediliyor, diğeri girdikten sonra, ayrıca koşulsuz silah bırakma şartını niye ilave etmiyorsunuz, ayrıca "evet" çıkması yapılan pazarlıktan daha dürüstçe daha şeffaf, kapalı kapılar ardından değil alenen meydanda söyleniyor.
Adamın bayramlarda kaçmasını çok istememe gerek yok, ne yazıkki kaçıyor. Kadeh tokuşturmuyor da Aatatürk ruhuna el-fatihamı okuyor, güldürmeyin beni, "içim kan ağalayarak istiklal marşını söylüyorum" diyen birileri, kalkıcak o marşın o bayrağın altında mağdurları oynayacak, zihin aynı zikir aynı fikir aynı vesselam yani yemezleeeer...
KAVGALI OLDUĞU KURUMLARLA, SÖYLEDİĞİNİZİN NE ALAKASI VAR, sigarayla başladılar, içkiyle devam edilecekti, içki içneler şuraya, münafıklar buraya, sigaracılar dışarıya, kadınlar aşağıda erkekler yukarda...daha sayayımmı? diyorum ya, sigaraya karşıyım ama fişlenmeye daha da karşıyım, küçük adımlarla büyük hamleler..güzel plan, ama yemezlerrr...kavgalılara gelince; işçiler, emekliler, çiftçiler, köylüler, gaziler, şehit analrı..daha sayayımmı yoksa belge belge açıklayımmı? bana bunlarla gelin...
Şu başörtüsünden yapılan primden de de kusucam artık, senelerdir aynı terane, maksat başörtüsümü? bunu bilmeyen anlamaynmı var! demekki bu ülkeyi mezun olduktan sonra cemmatler şeyhler yönetsin diye okunacaksa birileri dur der. Boşuna polis sınavı, öss sınavı, kpss sınavı servis edilmiyor, işte Allah böyle ellerini ayaklarını dolaştırır, ama merak etmeyin deniz feneri gibi buda örtbas edilir.
Vallahi bravo nasıl da hemen hepsini temize çıkardınız. Zaten insan görmek istediğini görür, inanmak istediğine inanır. Size göre de kazılarda çıkan silahlar boru, millete komplo belgeleri kağıt parçası demek ki. Nerdeyse gerçek olduğunu ispatlamayan kurum kalmadı. Darbeciler, komplocular suçsuz onları ele veren suçlu. Baykal'ın cd'leri masum doğuda iki karı diyen suçlu. Hani yapılana bakıyordunuz söylenene değil. Başörtüsünden de kusarsınız tabii. Ben de öyle tahmin ettim. Neyse Allah herkesin yolunu açık etsin. Burada nokta koyuyorum. Sizin de söylediğiniz gibi söylenecek çok şey var ama benim uğraşacak halim yok.Herkes tarafını belirlemiş. Yapılan iyi işlerin hiç biri görünmez. Böyle eften püften şeylere takılır gidersiniz. Bir şeyhtir tutturmuş gidiyorsunuz. Bu yaşıma kadar hiç görmedim o çok korkulan şeyhlerden. Korkmayın kimse sizin zorla ne başınızı kapatır ne de eteğinizin boyunu uzatır. Çok ucuz şeyler bunlar. Benim buraya yorum yazmamın sebebi hiç bir hobi bloğunda görmediğim şu ateşli hayır kampanyanızdı. Gerçekten şu yeni Anayasa Paketi'nin hangi maddelerine karşısınız onu merak etmiştim. Ama iş uzadı. Bu her zaman böyle olur zaten. Aile içinde de, arkadaşlar arasında da. Siyaset dipsiz bir kuyu gibi. Benden sonra kim bilir daha neler yazıp döktüreceksiniz. Ben burada noktalıyorum. Ama düşüncelerimi aktarmama fırsat verip yayınladığınız için teşekkür ederim. Allah yar ve yardımcınız olsun.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, fikir teyakkuzları olduğu sürece o toplumda demokrasi vardır.
YanıtlaSilBende noktalamadan önce şunu belirtmek istiyorum, bende sizin gibi bir kaç blogda evet kampanyalarını ve hatta "evet" üzerine düzenlenen yarışmaları görünce sizin gibi hayrete düştüm, sanırım buda bir refleks dışı karşı atak oldu.
Baştaki örtüyle, eteğin boyu ile inançlar hep istismar edildiği için, siyasetten arınamadı bu zihniyetler...
Elimden geldiği dilimin döndüğünce anlattım neden hayır diyeceğimi ama tek kelime ile özetlemem gerekirse. "kimin ne yaptığı" değil "neden" yapıldığı dır benim kriterim, üç kere meclise af yasa tasarısını getiren bir parti şimdi bir başkası deyince bunu kendine malzeme yapıyor, sonra samimiyetten ve dürüstlükten bahsediliyor. yumurta kırılmadan omlet yapılmaz ama bu ülkede yumurta olup kırılmaktan bu millet yoruldu.
Herkes fikirlerini açıkladığına göre artık bu konuyu yoruma kapıyorum. Düşünce ve yorumlarınız için teşekkürler.