Her kese günaydın, mutlu günler, mutlu saatler...
Başlık biraz karışık ve anlamsız oldu galiba ama anlatmak istediklerimi özetlesin istedim.
Geç geldim ve hemen gidiciyim, uzun zamandır aranızda olmamanın verdiği ağırlıktan biraz hafiflemek için ses vermek istedim.
Oldukça yoğun telaşlı ve stresli günler geçiriyorum, sanırım kasım ayına kadar da bu böyle devam edecek. Niye kasım derseniz "4 Kasım 2012" kızımın düğünü var (aslında nikah düşünüyorlar, yeri ve saati tam belli değil bu güzel gün yaklaşırken haber vereceğim) o yüzden hazırlıklar ufak ufak başladı, hem heyecan hem telaş biraz da burukluk karması bir şeyler yaşıyorum!...
Bildiğiniz üzre bazı rahatsızlıklarım mevcut olunca (boyun ve bel fıtığı) yavaş ve yorulmadan yapmak gerekiyor, üstüne bir de tek başına olunca her şeye de size bakınca işlerin yoğunluğu ve zamanın sayılı olması ister istemez insanı çevresinden koparıyor, sevgili günlüğüm ve siz sevgili dostlar da bunlara dahilsiniz. Tabi bu arada iki haftadan fazla evde ps yoktu, laptoplar başımıza epey bir iş açtı, zamandan yana kısıtlı olduğum günlerime bir de teknik aksaklıkları eklersek anlayın halimi!
Bu koşuşturmaca da mevcut olan şikayetlerimin tedavisini sürdürürken tahliller ve tetkikler sonucunda başka sevimsizlikler in yorgun vücuduma ziyarete geldiklerini öğrendik, kısacası "guatr" teşhisi konuldu, ayrıca aşırı düzeyde demir noksanlığı ve kansızlık tespit edildi. Dr.un söylediğine göre 9 yaşında bir çocuğun kan değerlerine sahipmişim, tabi bunlara miyom ve kistlerle ilgili hormon testleri sonucunda ulaşıldı. Bu ay içinde guatr için ultrasona gireceğim. Kesin tanı ve tedavi daha sonra başlayacak, diğer noksanlıklar için de ilaçlara tam gaz devam. Umarım ziyaretime gelen bu istenmeyen misafirler bir an önce giderler...anlayacağınız bir revizyon gerekli galiba:)
Tabi bu yoğun günlerim bunlarla da sınırlı değil, uzun zamandır hayalini kurduğum üniversite (LGS) sınavına girdim. Hayalim diyorum çünkü erken evliliğin bana verdiği kayıplardan biride eğitim hayatım oldu. Üniversite sınavına girememek içime oturuyordu yıllardır. Hep "mutlaka bir gün bu sınava gireceğim, o heyecanı o hazzı tatacağım" derdim, derdim de bir türlü hayat meşgalesinden ve sorumluluklardan kendim için bir şeyler yapmaya zaman ve mekan bulamadım, ama artık zamanı geldi diyerek zengin kalkışıyla sınava beş gün kala kitapları elime aldım ve mevcut olan bilgilerimi tazelemek istedim. Zaten iki yıldır, son sınıfında bıraktığım İzmir Kız Lisesi öğretimimi açıktan tamamladım (son sınavlar mayıs ve temmuzda) bu hazırlıklarında verdiği antremanla kalkıştım bu ulvi göreve. Yoksa içimde uhde kalacaktı hep.
Sınav günü beni görmeliydiniz, heyecan had safhada ama yiğitlik var ya, gayet sakin havalar dayım. Çocuklar deseniz bir alem (kızımın okunmuş pirinç hazırlaması, oğlan test çözerken "ben sana tv açıkken ders çalışma demedim mi" diye azarlaması gibi tii ye alınmak hoş oldu) Oğlumda girdi bu yıl yine, kendisi Karşıyaka da ben Buca da bir lisede girdik, halimizi görmeliydiniz, anne-oğul sınava giren kaç kişi vardır bilmiyorum!
Evin babası bir beni bıraktı bir oğlanı, bir beni aldı bir oğlanı:) Tabi" bu yaşta okumakta neyin nesi diyen gözlere maruz kalmamak mümkün değil, o merdivenlerden inerken, bekleyen kalabalığın taze ve genç öğrencileri beklerken belinde çelik korseli bir hatunun inmesi oldukça tuhaf oldu, artık aşağı bakmamak için, kalemimi düşürmedim, suyun kapağını mı kapatmadım, eğil kalk, yana sağa sola bak derken aşağı indim. Anne babaların beni daha önce veli sanıp ta sınavdan çıkan öğrenci olduğumu görünce şaşkınlıkları ve hatta kimi zaman alaycı bakışları beni hiiiç ama hiç rahatsız etmedi...
Sınavım bana göre iyi geçti, uzun yılların verdiği boşluğa rağmen kendimce dolu olmam beni mutlu etti. Hiç çalışmama rağmen, pratik yapmamama deneyimim olmamasına rağmen 39 net çıkardım (ben sosyal bilimler alanıyım) 80 soruda benim seviyemde biri için iyisin dedi bilir kişiler....
Şimdi bu gazla LYS sınavlarına gireceğim, madem yola çıktım dönüş olmasın dedim, çalışmadığım halde böyle ise biraz işi sıkı tutarsam neden olmasın dedim. Eğer başarabilirsem kendimi bu alanda iyi hissettiğim AÖF Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okumak istiyorum. Bu bölümü bitirenler, formasyon verip öğretmen olabiliyor veya akademisyen olabiliyor, bu bölüm yeni açılmış Tarih ve Sosyoloji bölümleri de var, bilmek isteyenlere paylaşmak istedim. (hedefim sadece bu alanı okumak sonrası Allah Kerim, okumanın ve eğitimin yaşı ve zamanı yoktur diye düşünüyorum)
İşte böyle... gündüz çeyiz hazırlığı, gece test çözerek günlerim geçiyor. Anlayacağınız çok işim var!
Diğer standart sorumlulukları da eklersek başımı kaşıyacak vakit yok, ne bloga bakabiliyor ne yorum yazabiliyorum. Çünkü şu sıralar benim için en değerli unsur "zaman" kavramı...burada geçireceğim vakit benim için inanılmaz değerli, üzülerek bunu düşünsem de yapmak zorundayım. Allah sağlık ve ömür versin, her şey telafi edilir.
Hemen gidiciyim derken umarım şimdi beni anlamışsınızdır. Ekstrem bir bir durum olduğunda, biraz kafa dağıtmak istediğimde uğrar sizlerin hal ve hatırınızı sorarım bir ses veririm. Arşivimiz oldukça zengin ve faydalı, yine de dediğim gibi fırsat bulduğum anlarda yenilerini eklemeye çalışacağım hiç olmadı bu görevi arada çocuklara devrederim...
Bu boşlukta ve sessizlikte merak edipte soran arayan vefalı dostlara teşekkür ediyorum, Allah hepinizden razı olsun, güzel sağlıklı ve huzurlu günler sizlerle olsun.
Bana dua edin, sizlerin duası en büyük destek. Allah yüzümü kara çıkarmasın. Önceliğim elbet yine çocuklar, kızımın düğün telaşı ama elimden geldiği kadar her işimi bir arada yürütebileceğimi düşünüyorum ve umuyorum.
Şimdilik bana müsade...
Allah hepinize yar ve yardımcı olsun...
Hoşça kalın...
Afetçim; 2010 yılında ben de ÖSS'ye girmiştim:) Ama benim hedef biraz yüksekti, Diyetisyenlik Bölümü:) Valla 28 yıllık eskimiş bilgilerimle 291'e varan puanlar aldım. O yıl 14.000 lise öğrencisi sıfır çekmişti. Yani büyük başarıydı, senin de haydi haydi başaracağına eminim. Sağlık problemlerin için geçmiş olsun, kızının telaşı için hayırlısı, sınavların için de başarılar diyorum ve 6 mayıs'ta bekliyorum inşallah canım..
YanıtlaSilSerap, Lezzetli Somunlar
Afetcim sen o bakışlara aldırma Türkiyede anne kız hukuk kazanan baba kız tıp kazananları hatırlıyorum 55 yaşında Bursalı bir imamın İngiliz dili ve edebeyatını kazandığını hatırlıyorum. canım benim ilk değilsin inş. ideallerinin peşinde koşanların sonuncusuda olmayacaksın,küçümsemek ne demek bakanın helel olsun demesi gerekiyor:)
YanıtlaSilcanım her işin kolay gelsin galiba polşs olan oğlum kendi kafasında ki programı denk getirirse ben senden önce düğün yapabilirim:))))) Rabbim yardım edecektir hepimize eminim sevgiler tatlım.
çokkk geçmiş olsun aman dikkat et
Serap'cım ne iyi etmişsin, sanırım bu yaşlarda bu heyecanın anlamı daha bir başka oluyor. Daha kararlı daha bilinçli adımlar atılıyor çünkü gençlerin kaygısı olmadıkları "zaman" bize bu kadar bonkör değil:) Bak çok güzel motive oldum şimdi sizleri sabah sabah okuyunca, bunun üstüne gider şimdi bir 70 lik test:)
YanıtlaSil6Mayısta görüşmek üzre canım, sevgiler...
Hatice'cim hoş geldin, çok teşekkürler duaların ve telkinlerin için. Evet bende duyarım arada böyle ekstrem durumları, hiç bişey olmasa bile insana tatlı ve anlamlı bir anı kalacak, vakti zamanı gelince oğlum çoluk çocuğa karışınca çocuklarına anlatacağı model bir anne-oğul olmak kadar haz verici bir şey olamaz...
YanıtlaSilÜstelik Rahmetli Kemal Sunal'ı hatırlarmısın 45 yaşında hukuk bitirip avukatlık cübbesi giydi, benim neyim eksik:)
Tekrar teşekkürler canım, Allah sanada koklaylık versin, sanırım en güzel telaş bunlar...Yine beklerim sevgiler...
Geçmişler olsun RABBIM her konuda yardımcın olsun..
YanıtlaSilUmarım herşeyin üstesinden hayırlısı ile başedersın..
Sevgiler.
Teşekkürler Sevilcim, Allah razı olsun, yine beklerim sevgiler...
YanıtlaSilöncelik le hayırlı olsun diyorum kızınız için sınav işleri sinir steres oluyo ister istemez
YanıtlaSilçok geçmiş olsun rabbim yardımcınız olsun
Meryemcim teşekkür ediyorum, Allah hepimizin yardımcısı olsun, çok sağol, yine beklerim sevgiler...
YanıtlaSilAfet ablacım ,öncelikle çok geçmiş olsun diyeyim.Rabbim şifalar versin.Düğün telaşesi için Allah kolaylıklar versin.Aslında yazını ilk gördüğümde yazayım dedim ancak o gün ne olduysa öyle kaldı.şimdi bloggerda yeni postunu görünce hemen yazayım dedim. sınava girdiğin için de seni tebrik ediyorum.bende senden feyz alıp seneye girmeyi düşünüyorum.edebiyat bölümünü bitirip öğretmen olunabileceğini yazmışsın.inşallah doğrudur.ben açıköğretim iktisat fakültesi mezunuyum ancak,çalışma hayatım olmadı.evlendikten sonra iki çocuğum varken okudum.liseyi bitirdiğimin ertesi senesi evlendim.2000 yılınsa üniversite sınavına girdim ve okulumu da dört senede hiç kalmadan, bütünlemelere falan girmeden 70 diploma puanıyla bitirdim .:)şimdi senden görünce yine heveslendim ancak bu defa öğretmenlik hayallerimi süsledi diyeyim.sanırım 39 yaşında öğretmen olurum Allah izin verirse :)öğrenmenn yaşı yoktur.sana bakan o velileri de hiç umursama canım.sana başarılar diliyorum, inşallah kazanırsan ilerde sınavlar için bana tüyolar verirsin artık :P malum sen benden bir sınıf üstte olacaksın ya ondan diyorum.Çok öpüyorum ,bana da beklerim .sevgilerimle...
YanıtlaSilbu arada yanlış anlama ablacım ama kemal sunal, sinema bölümü mezunu canım benim .bunu yayınlama lütfen!
YanıtlaSil