YGS den 220 aldım, belki bu puan düşük ama benim için iyi, iyi çünkü 25 yıllık aradan sonra, bunca boşluktan sonra, hiç hazırlıksız deneyimsiz sadece mevcut bilgilerle bu puanı almak fena değil herhalde...eğer bir kaç deneme sınavına girseydim ve YGS de hangi konuların çıkacağını araştırıp biraz üstüne düşseydim 300 den fazla alacağıma eminim.
Şimdi LYS hazırlanıyorum, günde 4-5 saat veya en az 2 saat test çözmeye çalışıyorum, bazen atladığım günler var ama ertesi günü telafi etmeye çalışıyorum, malum bir yandan düğün çeyiz hazırlıkları da bana bakıyor, gece ders, gündüz çeyiz, iş güç...Puanım baraj üstündü olunca biraz daha şevk lendim, neden daha fazlası olmasın dedim, bu yorgun ruh ve beden hala benim adıma çaba gösteriyorsa neden olmasın dedim...
Örgün eğitim aslında olur, bir şekilde bir yerlerde mutlaka tuttururum ama cesaret edebilir miyim bilmiyorum, hoş YGS sınavında ki bakışlara ve düşüncelere aldırmadığıma göre, onsekizlik gençlerle aynı anfide okurken maruz kalacağım davranışlara da aldırmam herhalde ama dediğim gibi hayatım sadece "kendimden" ibaret değil...
Yıllardır hayalini kurduğum, evlenmeden önce aslında mutlaka "olabileceğim" öğretmenlik mesleğini yerine getirmeyi çok isterim, kulvarında çok iyi olduğum ve bedenen, ruhen ve aklen kendimi yakın hissettiğim "Türk Dili ve Edebiyatı" bölümünü uzaktan veya açık öğretimden Allah nasip eder ve bana ömür ve sağlık verirse okumak istiyorum. Edebiyata yakın hissediyorum diyorum çünkü yıllardır yazdığım şiirler tecrübeyle sabittir. Antoloji sitesine girip benim adımla arama yaptığınızda naçizane şair ünvanıyla, sayıları 70 i bulan şiirlerimi okuyabilirsiniz.
Gönül öğretmenliği doğrudan okumak ister, ama bu yaştan sonra Devlet Baba beni atamak için dört gözle beklemeyeceğine göre, bölümün "alanını" okumak daha doğru (belki biliyorsunuz dur örneğin, Tarih Öğretmenliği yerine "Tarih Bölümünü" bitirirseniz formasyonu veya tezsiz yüksek lisansı verip öğretmenlik yapabilirsiniz veya fakültede kalarak akademisyen veya araştırma görevlisi olabilirsiniz. Araştırma görevlisi olmanın yaş sınırı 35 ama öğr.görevlisi, okutmanlık, uzmanlık gibi alanlarda yaş sınırı yok) bitireceğim üniversitede lisans yapıp Öğr. Görevlisi kalmak en mantıklısı, tabi bunlar şimdi bana çok uzak geliyor, adım adım hedef belirleyip ilerlemek gerekiyor. Bir anne ve kadın olarak ta önceliklerimiz malum hep çocuklar ve onların geleceği, sanırım ben en başta yapacağımı sonradan yapıyorum, olsun böylede güzel, önce onları okuttum ve okutuyorum, şimdi sıra bende diyorum. Oğlumla aynı sınava girmek, aynı sınavlara hazırlanmak, karşılıklı testler çözmek, bu heyecanı birlikte yaşamanın verdiği duygular, hiç bir şey olmayacak olsa bile bana yeter...
Bu arada bilgisi ve haberi olmayanlar için söylüyorum AÖF sadece Eskişehir Anadolu Ün. okunan bir seçenek olmayacak, YÖK uzaktan eğitimi ve açık öğretimi diğer Devlet Üni. ve Vakıf Üni. serbest bırakmış, ayrıca AÖF ilgili genelgeyi yenilemiş ve bazı yenilikler ilave etmiş. Şunu da belirteyim "uzaktan eğitim" ile "açık öğretim" çok farklı sistemler. AÖF verilen kitaplarla sadece senede iki oturumlu sınava katılıyorsunuz bilemediniz en fazla bütünleme sınavı veriyor yanılmıyorsam, ama proje ödev tez vs. gibi çalışmalara katılamıyorsunuz senkron veya asenkron eğitim yok (örgün öğretimde ki sınıflara online katılabiliyorsunuz aynı saatte veya daha sonra katılabiliyorsunuz) karşınızda muhatap alacağınız bölüm dekanı veya öğretim görevlisi yok bunun gibi bir çok olanaklar yok, ama uzaktan eğitimde bunlar ve daha fazlası mevcut, şöyle diyeyim uzaktan eğitimde, sadece zaman ve mekan size ait, sadece o anda o sınıfta bulunmuyorsunuz. Bunun önceliğinin mutlak olması gerektiğini düşünmek belki doğrudur ama maddi veya sağlık yönünden veya diğer imkansızlıkardan dolayı örgün eğitime katılamayanlar için ideal bir alternatif. Ara sınavlara online katılıyorsunuz veya netten yapıyorsunuz ancak finaller için bağlı olduğunuz fakültede yüz yüze katılmanız gerekiyor. Proje ve ödevlerinizi DOC olarak fakülteye netten ulaştırabiliyorsunuz. Benim hedefim İstanbul Üni. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü olacak, tabii AÖF gibi barajı geçmek yeterli değil, buraları da puanla alıyor. Ayrıca, ODTÜ, Akdeniz Üni. Sakarya Üni. Ahmet Yesevi Üni. Gazi Üni. gibi bir çok fakültede uzaktan eğitime geçilmiş bile, bunun daha genişleyeceğini ve böylece bizler için kaliteli rekabet doğacağını düşünüyorum.
Kıssadan hisse gerçekten okumak isteyene bahane, mazeret yok, okumanın ise yaşı yok, şekilde görüldüğü gibi:)
Evlendiğimde çocuktum, sonra çocuklarım oldu, onları büyütürken kendimi de "büyüttüm" ve şimdi buradayım...
Hem kendimi kendime kanıtlamak, hem Rahmetli Annemin daha sonra benimde pişmanlığıma dönüşen "hayallerini" vasiyet olarak yerine getirmek için çıktım bu yola, Allah İnşallah yüzümü kara çıkarmaz...
Şimdi LYS hazırlanıyorum, günde 4-5 saat veya en az 2 saat test çözmeye çalışıyorum, bazen atladığım günler var ama ertesi günü telafi etmeye çalışıyorum, malum bir yandan düğün çeyiz hazırlıkları da bana bakıyor, gece ders, gündüz çeyiz, iş güç...Puanım baraj üstündü olunca biraz daha şevk lendim, neden daha fazlası olmasın dedim, bu yorgun ruh ve beden hala benim adıma çaba gösteriyorsa neden olmasın dedim...
Örgün eğitim aslında olur, bir şekilde bir yerlerde mutlaka tuttururum ama cesaret edebilir miyim bilmiyorum, hoş YGS sınavında ki bakışlara ve düşüncelere aldırmadığıma göre, onsekizlik gençlerle aynı anfide okurken maruz kalacağım davranışlara da aldırmam herhalde ama dediğim gibi hayatım sadece "kendimden" ibaret değil...
Yıllardır hayalini kurduğum, evlenmeden önce aslında mutlaka "olabileceğim" öğretmenlik mesleğini yerine getirmeyi çok isterim, kulvarında çok iyi olduğum ve bedenen, ruhen ve aklen kendimi yakın hissettiğim "Türk Dili ve Edebiyatı" bölümünü uzaktan veya açık öğretimden Allah nasip eder ve bana ömür ve sağlık verirse okumak istiyorum. Edebiyata yakın hissediyorum diyorum çünkü yıllardır yazdığım şiirler tecrübeyle sabittir. Antoloji sitesine girip benim adımla arama yaptığınızda naçizane şair ünvanıyla, sayıları 70 i bulan şiirlerimi okuyabilirsiniz.
Gönül öğretmenliği doğrudan okumak ister, ama bu yaştan sonra Devlet Baba beni atamak için dört gözle beklemeyeceğine göre, bölümün "alanını" okumak daha doğru (belki biliyorsunuz dur örneğin, Tarih Öğretmenliği yerine "Tarih Bölümünü" bitirirseniz formasyonu veya tezsiz yüksek lisansı verip öğretmenlik yapabilirsiniz veya fakültede kalarak akademisyen veya araştırma görevlisi olabilirsiniz. Araştırma görevlisi olmanın yaş sınırı 35 ama öğr.görevlisi, okutmanlık, uzmanlık gibi alanlarda yaş sınırı yok) bitireceğim üniversitede lisans yapıp Öğr. Görevlisi kalmak en mantıklısı, tabi bunlar şimdi bana çok uzak geliyor, adım adım hedef belirleyip ilerlemek gerekiyor. Bir anne ve kadın olarak ta önceliklerimiz malum hep çocuklar ve onların geleceği, sanırım ben en başta yapacağımı sonradan yapıyorum, olsun böylede güzel, önce onları okuttum ve okutuyorum, şimdi sıra bende diyorum. Oğlumla aynı sınava girmek, aynı sınavlara hazırlanmak, karşılıklı testler çözmek, bu heyecanı birlikte yaşamanın verdiği duygular, hiç bir şey olmayacak olsa bile bana yeter...
Bu arada bilgisi ve haberi olmayanlar için söylüyorum AÖF sadece Eskişehir Anadolu Ün. okunan bir seçenek olmayacak, YÖK uzaktan eğitimi ve açık öğretimi diğer Devlet Üni. ve Vakıf Üni. serbest bırakmış, ayrıca AÖF ilgili genelgeyi yenilemiş ve bazı yenilikler ilave etmiş. Şunu da belirteyim "uzaktan eğitim" ile "açık öğretim" çok farklı sistemler. AÖF verilen kitaplarla sadece senede iki oturumlu sınava katılıyorsunuz bilemediniz en fazla bütünleme sınavı veriyor yanılmıyorsam, ama proje ödev tez vs. gibi çalışmalara katılamıyorsunuz senkron veya asenkron eğitim yok (örgün öğretimde ki sınıflara online katılabiliyorsunuz aynı saatte veya daha sonra katılabiliyorsunuz) karşınızda muhatap alacağınız bölüm dekanı veya öğretim görevlisi yok bunun gibi bir çok olanaklar yok, ama uzaktan eğitimde bunlar ve daha fazlası mevcut, şöyle diyeyim uzaktan eğitimde, sadece zaman ve mekan size ait, sadece o anda o sınıfta bulunmuyorsunuz. Bunun önceliğinin mutlak olması gerektiğini düşünmek belki doğrudur ama maddi veya sağlık yönünden veya diğer imkansızlıkardan dolayı örgün eğitime katılamayanlar için ideal bir alternatif. Ara sınavlara online katılıyorsunuz veya netten yapıyorsunuz ancak finaller için bağlı olduğunuz fakültede yüz yüze katılmanız gerekiyor. Proje ve ödevlerinizi DOC olarak fakülteye netten ulaştırabiliyorsunuz. Benim hedefim İstanbul Üni. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü olacak, tabii AÖF gibi barajı geçmek yeterli değil, buraları da puanla alıyor. Ayrıca, ODTÜ, Akdeniz Üni. Sakarya Üni. Ahmet Yesevi Üni. Gazi Üni. gibi bir çok fakültede uzaktan eğitime geçilmiş bile, bunun daha genişleyeceğini ve böylece bizler için kaliteli rekabet doğacağını düşünüyorum.
Kıssadan hisse gerçekten okumak isteyene bahane, mazeret yok, okumanın ise yaşı yok, şekilde görüldüğü gibi:)
Evlendiğimde çocuktum, sonra çocuklarım oldu, onları büyütürken kendimi de "büyüttüm" ve şimdi buradayım...
Hem kendimi kendime kanıtlamak, hem Rahmetli Annemin daha sonra benimde pişmanlığıma dönüşen "hayallerini" vasiyet olarak yerine getirmek için çıktım bu yola, Allah İnşallah yüzümü kara çıkarmaz...